3 Temmuz Perşembe, 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 47

Babalar, çocuklarının baba mesleğini yapmasını istemiyor

Türkiye’nin en büyük izinli veri tabanına sahip online araştırma şirketi DORinsight, Babalar Günü’ne özel araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya katılan babaların yüzde 61’i çocuklarının baba mesleğini yapmasını istemiyor. Babaların yüzde 47’si evde temizliğe yardım ederken yüzde 62’si çocuklarının altını değiştirdiğini söylüyor

Türkiye’nin en büyük izinli veri tabanına sahip online araştırma şirketi DORinsight, Babalar Günü için hazırladığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Araştırma, babaların, çocuklarının ‘baba mesleği’ni yapmasını istemediğini ortaya koydu. Ayrıca evde temizliğe de çocuk bakımına da yardımcı oldukları ortaya çıktı. 1-14 Haziran 2019 tarihleri arasında online olarak tamamlanan araştırmaya; Türkiye temsili, ABC1C2DE sosyo-ekonomik segmente mensup 2.101 baba katıldı. Araştırmadan çıkan ilginç sonuçlar ise şöyle oldu:

Yüzde 20’si Babalar Günü’nü bilmiyor

Katılımcıların yüzde 80’i Babalar Günü’nün hangi gün olduğunu bilirken, yüzde 20’si bilmediğini söyledi.

Çocuklarla 2 saat

Araştırmaya katılan babaların yüzde 34’ü çocuklarına 3 saatten fazla vakit ayırdıklarını belirtirken, yüzde 27’si günde 2 saat, yüzde 18’i 3 saat, yüzde 13’ü 1 saat, yüzde 8’i ise 1 saatten az ayırdıklarını dile getirdi.

Haftasonu birlikteler

Babalara çocuklarıyla haftasonu baş başa en fazla kaç saat vakit geçirdikleri sorulduğunda katılımcıların yüzde 61’i 3 saatten fazla, yüzde 14’ü 3 saat, diğer yüzde 14’ü 2 saat, yüzde 7’si 1 saat, yüzde 4’ü 1 saatten az vakit geçirdiklerini söyledi.

Çocuklara vakit ayıramıyorlar

Katılımcıların yüzde 69’u çalışan bir baba olarak çocuklarına ayırdıkları vaktin yeterli olmadığını düşünürken, yüzde 31’i yeterli olduğunu düşünüyor.

‘Sorumluluk annede’ diyorlar

Yüzde 81’i ailede çocuğun sorumluluğunun en çok annede olduğunu düşünürken, yüzde 17’si babada, yüzde 2 ‘si ise büyükanne/büyükbabada olduğunu dile getirdi.

Baba, mesleğini sevmiyor

Katılımcıların yüzde 61’i çocuklarının baba mesleğini yapmasını istemediklerini söyledi.

Evde yemek yapmıyorlar

Babaların yüzde 39’u evde bazen yemek yaptıklarını, yüzde 37’si yaptıklarını, yüzde 24’ü ise yapmadıklarını belirtti.

Temizliğe yardım ediyorlar

Katılımcıların yüzde 47’si baba olarak evde temizliğe yardım ettiklerini, yüzde 38’si bazen yardım ettiklerin, yüzde 15’i etmediklerini söyledi.

Tuvalete de yardımcı oluyorlar

Babaların yüzde 62’si çocuklarının altını değiştirdiklerini, yüzde 23’ü değiştirmediklerini, yüzde 15’i ise iş başa düştüğünde değiştirdiklerini belirtti. Katılımcıların yüzde 84’ü çocuklarını tuvalete götürdüklerini, yüzde 9’u iş başa düştüğünde götürdüklerini, yüzde 7’si ise götürmediklerini ifade etti.

Hediye istemiyorlar

Katılımcılara Babalar Günü’nde hediye tercihleri sorulduğunda yüzde 69’u ‘yanımda olması yeterli’ yanıtını verirken, yüzde 18’i geleneksel bir hediye, yüzde 8’i beni şaşırtacak bir hediye, yüzde 5’i ise hediye çeki yanıtı verdi.

-Reklam-

İş yerinde güvensizlik düşük performansa neden oluyor

Great Place to Work Türkiye Enstitüsü tarafından yapılan 2019 Benchmark Araştırması’na 179 şirketten 96.269 çalışan katıldı. Araştırma sonuçları, Türkiye’de çalışanın yüksek performansa ulaşması için sağlanması gereken güven ikliminin henüz yeterli düzeyde olmadığını gösteriyor.

Great Place to Work Türkiye Enstitüsü, 2019 Benchmark Araştırması verilerine dayanarak çalışanın iş yerini “harika” bir iş yeri olarak tanımlamasını sağlayan faktörleri, çalışanların şirkette kalma nedenlerini ve performanslarını etkileyen unsurları açıkladı. Araştırmaya 179 şirketten 96.269 çalışan katıldı. Araştırmada, iş yerini harika yapan belirleyici faktörler, çalışanların iş yerinde uzun süre çalışma isteğiyle ilgili belirleyici faktörler ve çalışanın iş yerinde yüksek performans gösterme istekliliğiyle ilgili faktörler incelendi. Sonuçlara bakıldığında, bir çalışan için iş yerini harika yapan faktörler ile iş yerinde uzun süre çalışma istekliliğiyle ilgili faktörlerin çok büyük ölçüde benzeştiği görülüyor.

İş yerini harika yapan faktörlerle uzun süre çalışma nedenleri aynı

Hem harika iş yeri algısı, hem de uzun süre çalışma istekliliği için başta gelen ortak faktörlerin; zevkli ve eğlenceli bir çalışma ortamı, çalışanın yakınlarına bir işveren olarak tavsiye edecek kadar şirketinden gurur duyması, başkalarına şirketinden bahsederken gururla söylemesi olduğu belirlendi. Ayrıca şirketteki görevi ne olursa olsun kendisine şirketin bir parçası olarak davranıldığını hissetmesi, yeteneklerini en iyi şekilde değerlendirebilmesi, işine severek gelmesi ve şirketinde kendisini bir ailenin, bir takımın parçası hissetmesi olarak gerçekleşti.

Çalışan iş yerinden memnun olması yüksek performans için yeterli değil

Ancak araştırma sonuçlarına bakıldığında, çalışan için iş yerini harika yapan belirleyici faktörler ile çalışanın iş yerinde yüksek performans gösterme istekliliğiyle ilgili faktörlerinin benzeşmediği ortaya çıkıyor. Bu durum, yüksek performans için güvene dayalı iş yeri kültürü temelinin korunması yanında, şirketlerin bazı özel faktörlere ayrıca dikkat etmesi gerektiğini gösteriyor.

Güvene dayalı işbirliği ortamı, performans için kritik öneme sahip

Sonuçlara göre, iş yerinde güvene dayalı işbirliği ortamı, çalışanlara yöneticileri tarafından sorumluluklar verilmesi, çalışanların birbirlerini önemsedikleri bir değer ikliminin oluşturulması, birlikte gerçekleştirilen işlerin çalışanlarda gurur duygusu oluşturması, yüksek performans istekliliğinin ortaya çıkması için özellikle ön plana çıkan faktörler. Bunlarla birlikte, tüm çalışanların fark edildiklerini ve takdir edildiklerini hissedebilmeleri, görev dağılımı ve koordinasyonda yetkin, hedefleri ve bu hedeflere nasıl ulaşılabileceğini bilen yöneticilerin varlığı da çalışanların yüksek performans istekliliğini doğrudan etkiliyor.

Türkiye’de güven iklimi henüz yeterli düzeyde değil

Bu faktörlerin özellikle şirketteki yöneticilerin yetkinliklerinin ve iletişim becerilerinin yanında, çalışanlar arası güvene dayalı işbirliği ve takımdaşlık ortamının sağlanmasının yüksek performans için belirleyici olduğunu vurgulayan Great Place to Work Türkiye Ülke Müdürü Eyüp Toprak, “Araştırma sonuçları, Türkiye’de çalışanın yüksek performansa ulaşması için sağlanması gereken güven ikliminin henüz yeterli düzeyde olmadığını göstermektedir. Özellikle performans faktörlerinde alınan sonuçların düşük olması, yöneticilerin yetkinliklerinin ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi ve çalışanlar arası güvene dayalı işbirliği ve takımdaşlık ortamının oluşturulmasında hız kazanılması gerektiğini göstermektedir.” dedi.

“Harika” iş yeri faktörleri (ilk 8) ve şirketlerden alınan ortalama sonuçlar:

Yakın tanıdıklarıma bu şirketi işveren olarak tavsiye ederim. %78
Burada çalışmak zevklidir. %74
Burada uzun bir süre daha çalışmak istiyorum. %76
Başkalarına burada çalıştığımı söylemekten gurur duyuyorum. %83
Burada bana pozisyonuma bakılmaksızın şirketin bir parçası olarak davranılır. %73
Burada yeteneklerimi en iyi şekilde değerlendirebiliyorum. %64
Çalışanlar işlerine severek gelir. %63
Biz burada kendimizi bir “aile” gibi hissediyoruz ve iyi bir “takım ruhu”muz var. %69

Şirkette kalma istekliliği (ilk 8) ve şirketlerden alınan ortalama sonuçlar:

Burada çalışmak zevklidir. %74
Yakın tanıdıklarıma bu şirketi işveren olarak tavsiye ederim. %78
Başkalarına burada çalıştığımı söylemekten gurur duyuyorum. %83
Burada bana pozisyonuma bakılmaksızın şirketin bir parçası olarak davranılır. %74
Burada yeteneklerimi en iyi şekilde değerlendirebiliyorum. %64
Çalışanlar işlerine severek gelir. %63
Biz burada kendimizi bir “aile” gibi hissediyoruz ve iyi bir “takım ruhu”muz var. %70
Burada birlikte gerçekleştirdiğimiz işlerden gurur duymaktayım. %82

Performans gösterme istekliliği (ilk 8) ve şirketlerden alınan ortalama sonuçlar:

Çalışanların işbirliğine güvenilir. %69 Burada çalışanlar çok sorumluluk alabiliyor. %71 Çalışanlar işlerine severek gelir. %63 Burada çalışanlar birbirlerini önemsemektedir. %69 Biz burada kendimizi bir “aile” gibi hissediyoruz ve iyi bir “takım ruhu”muz var. %70 Burada birlikte gerçekleştirdiğimiz işlerden gurur duymaktayım. %82 Burada herkesin fark edilme ve takdir edilme imkanı bulunmaktadır. %52 Yöneticiler, görevlerin dağıtılması ve çalışanların koordinasyonu konusunda iyi çalışıyor. %59
-Reklam-

Endeavor Türkiye, girişimcilik ekosistemini geliştirmeye devam ediyor!

Endeavor Girişimleri Foriba ve iyzico, ard arda gelen iki exit haberiyle Türkiye Girişimcilik Ekosistemi’nin gururu oldu

Etkin Girişimcileri destekleyen Endeavor Türkiye’nin iki girişimi Foriba ve iyzico, geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdikleri exit’le Türkiye girişimcilik ekosisteminde yeni bir dönemin yolunu açtılar. Foriba, 28 Mayıs itibariyle vergi teknolojilerinin global lideri Sovos ile tek bir çatı altında birleşirken, PayU, 11 Haziran’da 165 Milyon Dolar’a iyzico’yu satın aldı. Bu gelişme, etkin girişimcilerin yarattığı katma değerin altını çizerken, ekonomik dalgalanmalardan bağımsız olarak başarıya ulaşabildiklerinin de en büyük göstergesi olma özelliğini taşıyor.

30’dan fazla ülkede ScaleUp şirketlerin kurucuları olan “Etkin Girişimcileri” destekleyerek küresel bir girişimcilik hareketine önderlik eden Endeavor, Türkiye’de 2007 yılından beri faaliyet gösteriyor. İstikrarlı ve hızlı bir büyüme gösteren, kaliteli istihdam yaratan, bulundukları sektöre inovatif yaklaşımlar sunan ve ekosisteme geri verme potansiyeli yüksek girişimcileri bulup şirketlerin büyümesine hız kazandıran Endeavor’ın Türkiye’den seçilmiş 62 şirketi bulunuyor. Endeavor Girişimcileri uzun vadede ekosistemi büyütürken bulundukları ülkelerin ekonomik gelişimine de ciddi bir katkıda bulunuyor. 2014 yılında Endeavor’ın İstanbul’da yürüttüğü Teknoloji Sektörü Raporu’na göre, sadece 3 Scaleup aşamasındaki şirket, tüm girişimcilik ekosisteminin gelişimine %60 oranında katkıda bulunuyor. Türkiye’den seçilen şirketler arasında Yemeksepeti, Peak Games, Insider, Gram Games gibi son dönemde yatırım almış ve exit yapmış birçok başarılı şirket bulunuyor.

Foriba kurucuları Ahmet Bilgen ve Koray Bahar, 2015 yılında Yerel Seçim Paneli ve Uluslararası Seçim Paneli’nden geçerek Endeavor Girişimcisi seçildiler. Foriba, şirketlerin regülasyonlara uyumluluklarını minimum eforla sağlamak adına e-Dönüşüm çözümleri sunuyor. Foriba’nın bu bağlamdaki odak noktası, Ar-Ge merkezinde, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Bilet, e-Mutabakat gibi kurumsal yazılımları ve entegrasyon hizmetlerini geliştirmek oldu. Endeavor Girişimcisi seçildikleri dönemden itibaren, 2017’de İtalya’ya ofis açan, ardından Batı ve Doğu Avrupa’ya açılarak büyümesini sürdüren ve 2018 yılında yatırım alan Foriba bugün, 10’dan fazla ülkede çözüm sunuyor ve dünyada 450’den fazla uluslararası şirkete ve 12 Bin’den fazla müşteriye hizmet veren bir şirket haline geldi.

2013 yılında iyzico’yu kuran Barbaros Özbuğutu ve Tahsin Isın ise, 2014 yılında Endeavor’ın Yerel Seçim Paneli’nden geçerek aynı yıl İstanbul’da gerçekleştirilen Uluslararası Seçim Paneli’nde Endeavor Girişimcisi seçildiler. iyzico, Türkiye’de Amazon, H&M, ZARA, sahibinden.com gibi 32 Bin’den fazla e-ticaret sitesinin ödeme alt yapısını sağlıyor. 2015 ve 2018 yıllarında yatırım alan iyzico, 11 Haziran’da dünyanın en büyük teknoloji yatırımcısı olan Naspers Group bünyesinde 17 ülkede faaliyet gösteren PayU tarafından 165 Milyon Dolar’a satın alındı. Bu birleşme ile beraber Türkiye, PayU’nun Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) bölgesi içerisinde Polonya’dan sonraki en büyük ikinci pazarı haline geldi. iyzico’nun kurucu ortaklarından Barbaros Özbuğutu, Endeavor’ın kendilerine katkılarından şöyle bahsediyor: “Endeavor, ağındaki girişimcilere belki de kendi başlarına ulaşmaları çok güç imkanların kapılarını aralıyor, özellikle de bizim de aralarında bulunduğumuz etkin girişimcilere. Örneğin, iyzico olarak İspanya ve Latin Amerika’daki benzer aşamalardaki girişimlerle tamamen dışarıya kapalı bir platformda bir araya gelip deneyimlerimizi paylaşabiliyoruz. Endeavor belki hiçbir kitapta bulamayacağınız deneyimlerin paylaşıldığı bir yer.”

Hem Foriba, hem de iyzico, Endeavor’ın kendi girişimcilerine yatırım yaptığı fonu Endeavor Catalyst’ten yatırım alan şirketler arasında bulunuyor. Foriba’nın kurucu ortağı Koray Bahar, 2018 yılında aldıkları yatırımdan bahsederken: “Endeavor Catalyst’in olağanüstü yardımıyla, Foriba dünyanın en büyük özel sektör odaklı kalkınma ajansı olan IFC’den (Uluslararası Finans Kurumu / Dünya Bankası) ikinci tur yatırımını tamamlamıştı. Foriba ürün ve çözümlerini Avrupa, Asya ve Ortadoğu gibi global pazarlara Endeavor ağı yardımıyla yaygınlaştırıyor.” dedi.

Endeavor, kurulduğu ilk günden itibaren tüm dünyada Foriba ve iyzico gibi girişimcilere destek vermeye devam ediyor. Endeavor Girişimcileri, ekonomiye katkılarının yanında yarattıkları rol model etkisi ile yeni nesil girişimcilere de destek oluyor. 13. yılında sürdürdükleri tüm çalışmalarında ilk günkü inançlarını hâlâ koruduklarını ileten Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli, “Endeavor’ın en büyük başarı faktörü, girişimcilerinin başarıları. Ard arda gelen Foriba ve iyzico exit’leri, Endeavor için olduğu kadar ülkemiz adına da gurur verici bir tablo yaratırken, Endeavor olarak senelerdir arkasında durduğumuz bir söylemin de kanıtı oldu. Gördük ki, Scaleup şirketleri kuran Etkin Girişimciler, ekonomik konjonktürden bağımsız olarak ciddi başarılar elde edebiliyor. Başarıya ulaşan bu girişimciler, hem ekonomik katma değer yaratıyor, hem de bulundukları ekosistemin gelişmesine mentör olarak, yatırım yaparak, ilham yaratarak katkıda bulunuyor.İşte bu sebeple yaptığımız işe her gün daha da çok inanarak ve çıtayı sürekli yükselterek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Girişimcilerimizi gönülden kutluyorum.” dedi.

Merkezi New York’ta olan, etkin girişimcileri destekleyen ve 33 ülkede faaliyet gösteren Endeavor Derneği, Türkiye’de 2006 yılından bu yana Yönetim Kurulu Üyeleri ve mentörlerinin desteğiyle büyüme aşamasındaki Scale up şirketleri tespit ederekbüyümelerine ivme kazandırmaktadır. Tüm dünyadan 1700’den fazla girişimci ve 3200’den fazla mentörü ağında bulunduran Endeavor’ın, Türkiye’den seçilen 62 şirketi arasında Yemeksepeti, Peak Games, Insider, Gram Games ve son dönemde exit yapmış olan iyzico ve Foriba gibi başarılı şirketler bulunuyor. Endeavor Türkiye’nin Haziran 2017’den itibaren Yönetim Kurulu, Emre Kurttepeli başkanlığında; Ali Koç, Alp Saul, Barbaros Özbugutu, Bülent Akgerman, Bülent Çelebi, Cansen Başaran-Symes, Dilnişin Bayel, Ebru Dorman, Ebru Özdemir, Emre Zorlu, Fady Jameel, Hayri Çulhacı, İlker Koçer, Murat Özyeğin, Nevzat Aydın, Özcan Tahincioğlu, Suzan Sabancı Dinçer ve Tankut Turnaoğlu’ndan oluşmaktadır. Detaylar için: www.endeavor.org.tr yi ziyaret edebilirsiniz.

-Reklam-

EY Türkiye Sağlık Sektöründeki Gelişmeleri Masaya Yatırdı

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY Türkiye (Ernst & Young) tarafından düzenlenen Sağlık Sohbetleri Toplantısı’nda sağlık sektöründeki son gelişmeler masaya yatırıldı. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen toplantıda küresel makro trendler, en yeni sağlık teknolojileri, önleyici sağlık hizmetleri ve yatırım faaliyetleri gibi pek çok önemli konu bir kez daha sektör liderleri tarafından değerlendirildi.

Dünyanın lider danışmanlık ve denetim şirketlerinden EY Türkiye’nin (Ernst & Young) bu yıl ikincisini düzenlediği Sağlık Sohbetleri Toplantısı, Türkiye sağlık sektörünün önde gelen liderlerini bir araya getirdi. Sağlık sektörüne ilişkin pek çok konunun değerlendirildiği toplantıya EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Sağlık & Yaşam Bilimleri Sektör Lideri Av. Ahmet Sağlı, EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri, EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık Sektörü Kıdemli Danışmanı T. Ufuk Eren, EY ABD Şirket Ortağı ve Kurumsal Finansman Grubu Yaşam Bilimleri Sektör Sorumlusu Arda Ural, EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü Lideri Mehmet Gülez, EY Türkiye Kurumsal Finansman Hizmetleri Kıdemli Müdürü ve Sağlık Sektörü Sorumlusu Cem Günfer, EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölümü Kıdemli Müdürü İmge Su Aral, Value Health Şirket Ortağı Pınar Lembet, Mundipharma Eski Genel Müdürü ve Danışman Şükrü Varol, Bozlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Şükrü Bozluolçay, Eczacıbaşı Holding Sağlık Grubu Eski Başkanı Elif Çelik, Sağlıkta Kalite İyileştirme Derneği SKİD Başkanı Dr. Hasan Kuş, Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengizhan ÖZTÜRK, Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Berna Tuncer, Ankara Etlik Hastane Sağlık Hizmetleri Yatırım ve İşletme Eski CEO’su Serhat İnanç ve TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı Genel Müdürü Cengiz Yılmazyavuz katıldı.

ABD’deki gelişmeler ilaç ve cihaz endüstrisini olumsuz etkiliyor

Küresel makro trendler, en yeni sağlık teknolojileri, önleyici sağlık hizmetleri ve yatırım faaliyetleri gibi pek çok konunun gündeme taşındığı toplantıda, sektör liderleri önemli değerlendirmelerde bulundu. ABD’nin ilaç fiyatlarını baskı altına alması ile 2020 itibarıyla fiyatlamada yaşanacak değişimin tüm dünyayı etkileyeceğinin vurgulandığı toplantıda en çok zararın ilaç ve cihaz endüstrisinde görüleceği, bu durumun Türkiye’de fiyatları etkilemese de inovasyon çalışmalarını olumsuz etkileyeceği öngörüldü. Toplantıda, kamu sağlık giderlerinin GSYİH’ye oranının ABD’de yüzde 14, OECD ülkeleri genelinde ise yüzde 6,6 iken, Türkiye’de yüzde 3,4 olduğuna dikkat çekilerek sağlıklı olmanın kontrolünün kişinin kendi elinde olduğunu anlamasına yönelik farkındalık çalışmalarının hayata geçirilmesinin gerekliliği anlatıldı.

Türkiye’de jenerik ilaç alanında rekabet artıyor

Türkiye’de jenerik ilaç konusunda rekabetin arttığını belirten uzmanlar, bunun fiyata yansımalarına dikkat çekerek 2000-2018 yılları arasında bu rekabetin ortalama fiyatların düşmesine neden olduğunu dile getirdi. Türkiye’de daha çok akıllı ilaçlara odaklanılmasının gerekli olduğunun belirtildiği toplantıda gelecek yıllarda Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde duran bir ülke olacağına inancın yüksek olduğu dile getirildi.

Sağlıkta verinin doğru kullanımı sektörde gelişimi destekler

EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri, Vergi Bölümü & KS Avukatlık Şirket Ortağı Ahmet Sağlı konu ile ilgili olarak, “İlaç konusunda teknoloji ve verinin kullanımı, Türkiye’de yaşam süresinin daha da uzatılmasını ve sağlıklı yaşam bilincinin güçlendirilmesini şüphesiz ki destekleyecektir. E-nabız gibi sistemler ve tutulan veriler, belirli güvenlik sistemleri oluşturularak kullanılabilirse sağlık sektörümüz için çok daha faydalı sonuçlar doğurabilir” dedi.

EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri, EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık Sektörü Kıdemli Danışmanı T. Ufuk Eren, şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’de veri altyapısı gelişmiş bir seviyede ve örneğin sağlık sektörü tekil olarak medikal cihazları takip edebilir durumda. Verinin doğru kullanılması, hem sağlık sektörünü güçlendirir hem de Türkiye olarak dünyada öncü bir konuma gelebiliriz. Kamu kurumlarının sağlık sektöründe veri kullanımı konusunda farkındalığının artırılması gerektiği görüşündeyiz.”

EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü Lideri Mehmet Gülez, Sağlık Sohbetleri Toplantıları’nı EY Türkiye’nin daha iyi bir dünya yaratılmasına katkıda bulunma misyonu doğrultusunda hayata geçirdiklerini söyledi. Gülez, “Sağlık Bakanlığı teşhis verilerini tutuyor ve bu büyük önem arz ediyor. Veri Entegrasyon Modeli (VEM), her yeni hastanede uygulanıyor. Yakın bir gelecekte sağlık sektöründe veri kullanımının Türkiye’nin sağlık sektöründe büyük gelişimlere ön ayak olacağını düşünüyoruz” dedi.

Türkiye’nin sağlık harcamaları artacak

Türkiye’de yaşam süresinin 2002’deki 72 seviyesinden 2018 yılında 78’e yükseldiğini belirten EY ABD Şirket Ortağı ve Kurumsal Finansman Grubu Yaşam Bilimleri Sektör Sorumlusu Arda Ural ise şöyle konuştu: “Yaşam sürelerinin uzamasıyla birlikte sağlık Türkiye’nin harcamalarında artış görüleceğini öngörüyoruz. Öte yandan hücre ve gen tedavileriyle ilgili yeni gelişmeler ortaya çıkacak. Yeni teknolojilerin kullanılmaya başlanması ile örneğin solunum hastalıklarında artık sensörler kullanılabiliyor ve anında tedavi mümkün hale geliyor. Onkoloji alanında ise yapay zekânın kullanımı önceden tahmin yürütülmesine olanak tanıyor. Yeni teknolojiler aynı zamanda hatalı ilaç kullanımı ve israfın önlenmesi için de kullanılıyor.”

-Reklam-

Bridgestone, Babalar Günü’nü Özel Bir Filmle Kutladı

Bridgestone, yayınladığı filmle, çocukları için sonuna kadar giden babaların Babalar Günü’nü kutluyor.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa’nın güçlü markalarından Bridgestone, Babalar Günü’ne özel hazırladığı reklam filmiyle duygulara tercüman oluyor.

Çocukları doğduğu andan itibaren, yıllar boyu babaların neler hissettiğini anlatan film izleyenlerin içini ısıtıyor. Her anıyla babalar ve çocukları arasındaki katıksız sevgiyi ekranlara taşıyarak, çocukları için sonuna kadar giden babaların, Babalar Günü’nü kutluyor.

  • Reklamveren: Brisa
  • Reklamveren Yetkilisi: Evren Güzel, Erdem Çetin, Tuğçe Öge
  • Reklam Kampanyası: Babalar Günü
  • Reklam ajansı: Alametifarika
  • Medya Satın Alma Ajansı: Mediacom
-Reklam-

Uludağ Frutti Extra’nın yeni reklam filmi

Uludağ Frutti Extra’nın yeni reklam filmine özel bir şarkı seslendiren Buray, şarkının video klibi için yaz ve aşk temalı bir reklam filmiyle kamera karşısına geçti.

Filmde gençlere, “extra” anlar yaşayabilmeleri için yapmaları gereken tek şeyin harekete geçmek olduğu mesajı veriliyor.

Türkiye’nin en büyük ve en köklü yerli içecek şirketlerinden Uludağ İçecek, meyve suyu ile zengin mineralli doğal maden suyunun lezzetli bir birleşimi olan Uludağ Frutti Extra’nın yeni reklam filmi için pop müziğin sevilen isimlerinden şarkıcı, besteci ve aranjör Buray ile kamera karşısına geçti. Buray’ın seslendirdiği ve yazın önemli hitleri arasına girmeye aday “Aşka Extra’nı Kat”’ın bestesi Ömer Özgür imzası taşıyor. Filmde gençlere, “extra” anlar yaşayabilmeleri için yapmaları gereken tek şeyin harekete geçmek olduğu mesajı veriliyor.

Şile’de kalabalık bir ekiple çekilen reklam filmi, Güzel Sanatlar imzası taşıyor. Oldukça eğlenceli ve renkli geçen çekimler sırasında hem Buray hem de set ekibi keyifli anlar yaşadı.

Uludağ Frutti Extra’nın yeni reklam filmi, haziran ayı içerisinde TV ve dijitalde tüketicilerin karşısına çıkacak. Aynı zamanda ”Aşka Extra’nı Kat” şarkısı ile Buray yaz boyunca müzik yayını yapan TV kanalları, radyolar ve dijital müzik kanallarında müzikseverlerle buluşacak.

KÜNYE:

Reklamveren: Uludağ İçecek

ReklamverenEkibi: Ömer Kızıl, Ali Can Yıldız, Cansu Değerli

ReklamAjansı: Güzel Sanatlar

Kreatif Ekip: Tolga Suna, Mertcan Karpınar, Kıvanç Şenay, Metehan Örnek, Elçin Zor

Ajans Yapımcısı: Melis Bircan, Uğur Egemen İres

Müşteri İlişkileri: Gözde Gülşen Şengüler, Selen Öngör, Tutku Top

Prodüksiyon Şirketi: Spark

Yönetmen: Kıvanç Baruönü

Post Prodüksiyon: Mojo

PR Ajansı: Sobraz

-Reklam-

Türk Telekom’da Siber Güvenlik Zirvesi

Türkiye’nin en büyük Siber Güvenlik Merkezi’ni hayata geçiren Türk Telekom, yurt içinden ve yurt dışından teknoloji sektöründen 200’den fazla üst düzey yöneticinin katıldığı Siber Güvenlik Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Zirve’de, dünyada siber tehditlerle mücadele yöntemleri ve global örnekler masaya yatırılarak, çözüm önerileri geliştirildi.

Zirvede konuşan Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, “ Türkiye’nin En Büyük Siber Güvenlik Merkezi ile hem Türkiye’mizi hem de ülkemizin en stratejik ve seçkin şirketlerini siber tehditlere karşı aralıksız bir şekilde korumayı sürdürüyoruz” dedi.

Türk Telekom Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Ümit Önal da, yeni ürün ve hizmetlerle IoT’den Yapay Zekâ’ya, Bulut’tan Analitik ve Big Data’ya kadar her şeyi dijital dönüşüm kapsamında değerlendirip, bu yolda siber güvenliği ön planda tutarak kamu ve özel sektöre dijitalleşme yolculuklarında yol gösterici olmayı amaçladıklarını dile getirdi.

Türk Telekom Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç,“10 yılı aşkın süredir Türkiye’nin ilk Siber Güvenlik Servis Sağlayıcısı Telekom Operatörü olarak Siber Güvenlik Merkezi’mizi 24 Aralık’ta açtık. Sistemlerimiz üzerinden genel bir analiz yapıldığında; 2019 yılının ilk dört ayında ise; 1023 atak gerçekleştiğini görüyoruz. 2019 yılının ilk dört ayı ile 2018 yılının aynı periyodu karşılaştırıldığında atak sayısının yaklaşık 3,77 kat arttığı görülmektedir” dedi.

Türkiye’nin ilk entegre telekomünikasyon operatörü Türk Telekom,dijital dünyanın en önemli tehdidi siber saldırılara karşı çözüm önerilerini ev sahipliği yaptığı Siber Güvenlik Zirvesi’nde masaya yatırdı. Türk Telekom’un Ankara’da düzenlediği Zirve’ye, teknoloji alanından 200’den fazla üst düzey yönetici katıldı. Zirve’de siber tehditler karşısında güvenlik çözümlerinin geldiği nokta ve bugünden yarına dönüşüm teorileri ele alındı.

Zirve’de konuşan Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Fatih Sayan, Türkiye’nin dijital dönüşümüne 2005 yılından bu yana 35.3 milyar lira yatırım yapıldığını altını çizerek, bu süre içinde Hazine’ye 89.2 milyar katkı sağladığını belirtti.Sayan, dijital dönüşüm ile siber güvenliğin önemine dikkat çekerek“ Siber güvenliğin en tartışılan konu olması kaçınılmaz. Dünyanın en nadide mücevherlerinden bulunduğu dükkanınız varsa, bu durum sizi varlık olarak üstün kılabilir. Ama bu mücevheri koruyacak güvenliğiniz olmazsa hiç beklemediğiniz bir anda birisi gelir ve sizin emeklerinizin boşa gitmesine neden olabilir. Siber güvenliği de benzer şekilde ele alacak olursak, ne kadar alt yapınız olursa olsun bu güvenliği sağlamadığınız takdirde, o alt yapının sahibi siz değilsinizdir. Siber güvenliğın sağlanması sadece teknoloji yoğun kullanıldığı alanlarda tehlikeleri bertaraf etmek için değil, sosyal ve ekonomik hayatla ilgili riskler ve aynı zamanda milli güvenliğin de bir parçası” dedi.

2019’da en büyük DDos atağı başarıyla engellendi

Türk Telekom Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, siber tehditle sürekli mücadele halinde olunduğunu belirtirken, şu noktalara dikkat çekti, “Oluşturduğumuz üç katmanlı DDoS koruma servisimiz sayesinde, müşterilerimizin lokasyonlarından başlayarak her kırılımda DDoS atağına yönelik korumayı rahatlıkla sağlayabiliyoruz. Yüksek boyutlu ama bir o kadar da akıllı saldırıların arttığı bu dönemde, DDoS servis teknik yapımızı da uçtan uca müşterilerimizi koruyacak şekilde ve kapasitede geliştirdik ve geliştirmeye devam ediyoruz. 2017 Arbor Dünya Geneli Güvenlik Raporu’nda en yüksek atak boyutu 800 Gbps olarak görünürken, 2018 ATLAS Report’ta bu boyut 1.7 Tbps olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada kendi omurgamızda konumlandırdığımız ve paylaşımlı olarak hizmet sunduğumuz yüksek kapasitemiz ile DDoS tarafında her ay yaklaşık 15 bin civarında irili ufaklı atağı engelliyoruz, 2018 yılı içinde yaklaşık 1.500’ün üzerinde 1 Gigabit üstü atağı engellemiş bulunuyoruz. Sistemlerimiz üzerinden genel bir analiz yapıldığında; 2019 yılının ilk dört ayında ise; 1023 atak gerçekleştiğini görüyoruz. 2019 yılının ilk dört ayı ile 2018 yılının aynı periyodu karşılaştırıldığında atak sayısının yaklaşık 3,77 kat arttığı görülmektedir. 2019 yılında şimdiye kadar sistemlerimizde görülen en yüksek boyutlu atak yaklaşık 170 Gbps olarak gelmiş ve başarıyla engellenmiştir.“

Her adımda siber güvenlik birinci öncelik

Türk Telekom Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Ümit Önal, zirvede yaptığı konuşmada Türk Telekom’un her projesinde ve ürününde siber güvenliği ön planda tuttuğunu belirtti. Önal, “Türk Telekom olarak yeni teknoloji inovasyonu, kullanıcı merkezli tasarım ve bulut uygulamaları konularında geliştirerek sunacağımız yeni ürün ve hizmetlerimizle IoT’den Yapay Zekâ’ya, Bulut’tan Analitik ve Big Data’ya kadar her şeyi dijital dönüşüm kapsamında değerlendirip, bu yolda siber güvenliği de ön planda tutarak sanayide dijitalleşme yani Endüstri 4.0’a yol gösterici olmayı amaçlıyoruz. Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalması ve güvenle saklanması için Türkiye’nin en büyük veri merkezini Esenyurt’ta hizmete sunduk. Uluslararası standartlara uygun olarak inşa edilen Esenyurt Veri Merkezimiz, Türkiye’nin en güvenli veri merkezi olmasının yanı sıra konumu itibarıyla aynı zamanda İstanbul Havaalanı’na en yakın veri merkezi olma özelliğini de taşıyor” dedi.

200’den fazla üst düzey yöneticinin katıldığı Zirve’ye, McAfee, Netscout Arbor, Barikat Bilişim, Ebay Gittigidiyor A.Ş. CK Enerji Yatırım A.Ş. gibi şirketlerden de katılım sağlandı.

-Reklam-

MediaMarkt’tan Babalar Günü’ne ve karnelerini alan öğrencilere özel reklam filmi

MediaMarkt, bu sene karnelerin alındığı hafta sonuna denk gelen Babalar Günü için babalara ve karnelerini alan öğrencilere özel eğlenceli bir reklam filmi hazırladı. Film; öğrencinin MediaMarkt çalışanına babasını tarif ederek kendisine karne hediyesi alınıp alınmadığını sormasıyla başlıyor. Videonun devamında ise benzer soruların öğrencinin babası tarafından Babalar Günü için mağaza çalışanına sorulduğu görülüyor.

MediaMarkt, özel günler için hazırladığı reklam filmlerine bir yenisini daha ekledi. Avrupa’nın açık ara 1 numaralı elektronik perakendecisi, bu yıl aynı günlere denk gelen Babalar Günü ve karne gününe özel başlattığı kampanya kapsamında hazırladığı reklam filminde hem babaların hem de çocukların yüzünü güldürecek bir senaryo hazırladı. MediaMarkt, bu iki özel gün için hayata geçirdiği reklam filminde babaların Babalar Günü’nü kutlarken aynı zamanda da tüm çocukların karne heyecanını paylaştıklarını vurguladı.

Televizyon, online mecralar ve sosyal medya platformlarında yayınlanan reklam filmi; meraklı öğrencinin MediaMarkt çalışanına babasını tarif etmesiyle ve kendisine karne hediyesi alınıp alınmadığını sorularıyla başlıyor. Renkli geçen videonun devamında ise benzer soruların; öğrencinin heyecanlı babası tarafından Babalar Günü hediyesi için mağaza çalışanına sorulduğu görülüyor.

Çekimleri yaklaşık 1 gün süren reklam filminin yönetmen koltuğunda daha önceki MediaMarkt reklam filmlerinden de tanınan deneyimli isim Doğan Tanyer otururken filmin prodüksiyonunu ise 2012 üstlendi.

-Reklam-

Türkiye’nin en değerli ve en güçlü markaları raporu yayınlandı. THY birinci sırada

Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance‘in bu yıl 12’ncisini gerçekleştirdiği “Türkiye’nin En Değerli Markaları-Turkey 100” araştırmasının sonuçları açıklandı.

Araştırmanın 2019 verilerine göre, Türkiye’nin en değerli markası geçen yıl olduğu gibi yine Türk Hava Yolları (THY) oldu. 2018’de marka değeri 2 milyar 42 milyon dolar olan THY’nin 2019’da marka değeri 1 milyar 735 milyon dolara geriledi.

Türkiye’nin en değerli markaları arasında zirvede yer alan THY’yi Ziraat Bankası izledi. Geçtiğimiz yıl 1 milyar 432 milyon dolar değeriyle listenin altıncı sırasında yer alan banka, marka değerini yüzde 14,4 artırarak 1 milyar 637 milyon dolara taşıdı. Listenin üçüncü sırasına bir başka banka, Garanti yerleşti. Yola yeni marka kimliği Garanti BBVA’yla devam edeceğini duyuran bankanın 2019 marka değeri 1 milyar 344 milyon dolar oldu.

2018’de Türkiye’nin en değerli markaları listesinde 1 milyar 907 milyon dolar marka değeriyle ikinci sırada yer alan telekomünikasyon markası Türk Telekom, bu yıl dördüncü sıraya geriledi. Geçtiğimiz yıl 2017’ye kıyasla marka değerinde yüzde 27 kayıp yaşayan markanın bu yıl da marka değerinde yüzde 37,9 düşüş yaşandığı ve 1 milyar 185 milyon dolara gerilediği görüldü.

Listenin ilk 10 sırasında yer alan bir diğer telekomünikasyon markası Turkcell de marka değerindeki yüzde 37,9 kayıpla beşinci sıraya geriledi. Marka değeri bu yıl 1 milyar 182 milyon dolar olarak belirlenen Turkcell’i 1 milyar 135 milyon dolarla İş Bankası izlerken, 2018’de dördüncü sırada yer alan Akbank da marka değerindeki yüzde 43,3 düşüşle birlikte yedinci sıraya yerleşti.

Türkiye’nin en değerli markaları listesinde Arçelik, Yapı Kredi ve Ford Otosan, geçtiğimiz yılki yerlerini koruyan markalar arasında yer aldı. 2018’de marka değeri 1 milyar 258 milyon dolar olarak belirlenen Arçelik’in bu yılki marka değeri yüzde 33,4 düşüşle 837 milyon dolara gerilerken, Yapı Kredi’nin marka değeri yüzde 30,9 düşüşle 647 milyon dolar, Ford Otosan’ın marka değeriyse yüzde 47,9 düşüşle 458 milyon dolar oldu.

2019’un en çok değer kazanan markaları

Çalışmanın sonuçlarına göre, marka değeri geçtiğimiz yıla kıyasla en çok artan markalar arasında Koçtaş yüzde 19,4 artışla ilk sırada yer aldı. Marka değerindeki artışla birlikte Türkiye’nin en değerli markaları listesinde 39’uncu sıraya yerleşen Koçtaş’ı Ziraat Bankası (yüzde 14,4), Dardanel (yüzde 9,8), SuperFresh (yüzde 7,2), DenizBank (yüzde 7) ve Do & Co (yüzde 1,9) izledi.

2019’un en çok değer kaybeden markaları

Bu yıl marka değerinde en büyük düşüşü yaşayan marka yüzde 72,5 düşüşle İntema oldu. Bu yılın en çok değer kaybeden markaları arasında yüzde 70,1’le Şekerbank, yüzde 68,2’yle Pınar, yüzde 63,2’yle Migros ve yüzde 58,5’le Halk Sigorta ve yüzde 58,3’le Banvit yer aldı.

Geçtiğimiz yıl listede yer alan 100 markanın toplam değeri 27 milyar 500 milyon dolar olarak belirlenirken, listede bu yıl yer alan markaların toplam değeri ise 19, 798 milyon dolar oldu. Böylece, Türkiye’nin en değerli 100 markasının toplam değeri, çalışmanın yapıldığı 12 yıl içerisinde en düşük seviyesine gerilediği görüldü.

Araştırmanın sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Görsel: AA

-Reklam-

Anadolu Grubu Tarım, Enerji ve Sanayi Grubu Başkanlığı’na Demir Şarman atandı

Anadolu Grubu’nda perakende, tarım, enerji ve gayrimenkul gruplarının aynı yönetim altında toplanmasıyla oluşturulan Tarım, Enerji ve Sanayi Grubu Başkanlığına, Temmuz ayı itibarıyla Grupta 23 yıldır yöneticilik yapan Demir Şarman gelecek.

Anadolu Grubu’nun perakende, tarım, enerji ve gayrimenkul sektörlerinde hizmet veren şirketlerinin aynı yönetim altında toplanmasıyla Temmuz ayı itibarıyla oluşturulacak Tarım, Enerji ve Sanayi Grubu Başkanlığına Demir Şarman gelecek. Grupta 23 yıldır yöneticilik yapan ve Anadolu Etap’ta, şirketin faaliyetlerine başladığı 2010 yılından bugüne Genel Müdürlük görevini başarıyla yürüten Demir Şarman’ın yönetimini üstleneceği Tarım, Enerji ve Sanayi Grubu’nda, Anadolu Etap’ın yanı sıra Adel Kalemcilik, McDonald’s, AND Gayrimenkul, Efestur ve Grubun enerji şirketleri yer alacak.

Kuruluşundan bu yana Anadolu Etap’ta

1993 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olan Demir Şarman aynı zamanda Chicago Üniversitesi’nden İşletme Yüksek Lisans derecesi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir sertifikasına sahip. İş hayatına 1993 yılında Arthur Andersen Türkiye’de Finansal Denetim Uzmanı olarak başlayan Şarman, 1997 yılında Finansal Kontrolör olarak Anadolu Grubu İçecek Bölümü’ne (Anadolu Efes) katıldı. 1997-2009 yılları arasında Efes International’da CFO, Efes Bira Grubu’nda Strateji ve İş Geliştirme Direktörlüğü gibi çeşitli görevlerde bulunan Şarman, kuruluşundan bu yana Anadolu Etap’ta Genel Müdürlük görevini yürüttü. 1 Nisan itibarıyla Anadolu Grubu enerji şirketlerinin de sorumluluğunu üstlenen Demir Şarman, 1 Temmuz itibarıyla da perakende ve gayrimenkul şirketlerinin de raporlayacağı Tarım, Enerji ve Sanayi Grubu Başkanlığı görevine başlayacak.

-Reklam-