ABONE topluluğumuza katılın ve benzersiz içeriklere erişim sağlayın!
Abone olmak için web sitemize e-posta adresinizi girmeniz veya aşağıdaki abone ol düğmesini tıklamanız yeterlidir. Endişelenmeyin, gizliliğinize saygı duyuyoruz ve gelen kutunuza spam göndermeyeceğiz. Bilgileriniz bizimle güvende.
Türkiye’nin en büyük izinli veri tabanına sahip online araştırma şirketi DORinsight, Babalar Günü’ne özel araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya katılan babaların yüzde 61’i çocuklarının baba mesleğini yapmasını istemiyor. Babaların yüzde 47’si evde temizliğe yardım ederken yüzde 62’si çocuklarının altını değiştirdiğini söylüyor
Türkiye’nin en büyük izinli veri tabanına sahip online araştırma şirketi DORinsight, Babalar Günü için
hazırladığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Araştırma, babaların,
çocuklarının ‘baba mesleği’ni yapmasını istemediğini ortaya koydu.
Ayrıca evde temizliğe de çocuk bakımına da yardımcı oldukları ortaya
çıktı. 1-14 Haziran 2019 tarihleri arasında online olarak tamamlanan
araştırmaya; Türkiye temsili, ABC1C2DE sosyo-ekonomik segmente mensup
2.101 baba katıldı. Araştırmadan çıkan ilginç sonuçlar ise şöyle oldu:
Yüzde 20’si Babalar Günü’nü bilmiyor
Katılımcıların yüzde 80’i Babalar Günü’nün hangi gün olduğunu bilirken, yüzde 20’si bilmediğini söyledi.
Çocuklarla 2 saat
Araştırmaya
katılan babaların yüzde 34’ü çocuklarına 3 saatten fazla vakit
ayırdıklarını belirtirken, yüzde 27’si günde 2 saat, yüzde 18’i 3 saat,
yüzde 13’ü 1 saat, yüzde 8’i ise 1 saatten az ayırdıklarını dile
getirdi.
Haftasonu birlikteler
Babalara
çocuklarıyla haftasonu baş başa en fazla kaç saat vakit geçirdikleri
sorulduğunda katılımcıların yüzde 61’i 3 saatten fazla, yüzde 14’ü 3
saat, diğer yüzde 14’ü 2 saat, yüzde 7’si 1 saat, yüzde 4’ü 1 saatten az
vakit geçirdiklerini söyledi.
Çocuklara vakit ayıramıyorlar
Katılımcıların
yüzde 69’u çalışan bir baba olarak çocuklarına ayırdıkları vaktin
yeterli olmadığını düşünürken, yüzde 31’i yeterli olduğunu düşünüyor.
‘Sorumluluk annede’ diyorlar
Yüzde
81’i ailede çocuğun sorumluluğunun en çok annede olduğunu düşünürken,
yüzde 17’si babada, yüzde 2 ‘si ise büyükanne/büyükbabada olduğunu dile
getirdi.
Baba, mesleğini sevmiyor
Katılımcıların yüzde 61’i çocuklarının baba mesleğini yapmasını istemediklerini söyledi.
Evde yemek yapmıyorlar
Babaların yüzde 39’u evde bazen yemek yaptıklarını, yüzde 37’si yaptıklarını, yüzde 24’ü ise yapmadıklarını belirtti.
Temizliğe yardım ediyorlar
Katılımcıların
yüzde 47’si baba olarak evde temizliğe yardım ettiklerini, yüzde 38’si
bazen yardım ettiklerin, yüzde 15’i etmediklerini söyledi.
Tuvalete de yardımcı oluyorlar
Babaların
yüzde 62’si çocuklarının altını değiştirdiklerini, yüzde 23’ü
değiştirmediklerini, yüzde 15’i ise iş başa düştüğünde değiştirdiklerini
belirtti. Katılımcıların yüzde 84’ü çocuklarını tuvalete
götürdüklerini, yüzde 9’u iş başa düştüğünde götürdüklerini, yüzde 7’si
ise götürmediklerini ifade etti.
Hediye istemiyorlar
Katılımcılara
Babalar Günü’nde hediye tercihleri sorulduğunda yüzde 69’u ‘yanımda
olması yeterli’ yanıtını verirken, yüzde 18’i geleneksel bir hediye,
yüzde 8’i beni şaşırtacak bir hediye, yüzde 5’i ise hediye çeki yanıtı
verdi.
Great Place to Work Türkiye Enstitüsü tarafından yapılan 2019 Benchmark Araştırması’na 179 şirketten 96.269 çalışan katıldı. Araştırma sonuçları, Türkiye’de çalışanın yüksek performansa ulaşması için sağlanması gereken güven ikliminin henüz yeterli düzeyde olmadığını gösteriyor.
Great
Place to Work Türkiye Enstitüsü, 2019 Benchmark Araştırması verilerine
dayanarak çalışanın iş yerini “harika” bir iş yeri olarak tanımlamasını
sağlayan faktörleri, çalışanların şirkette kalma nedenlerini ve
performanslarını etkileyen unsurları açıkladı. Araştırmaya 179 şirketten
96.269 çalışan katıldı. Araştırmada, iş yerini harika yapan belirleyici
faktörler, çalışanların iş yerinde uzun süre çalışma isteğiyle ilgili
belirleyici faktörler ve çalışanın iş yerinde yüksek performans gösterme
istekliliğiyle ilgili faktörler incelendi. Sonuçlara bakıldığında, bir
çalışan için iş yerini harika yapan faktörler ile iş yerinde uzun süre
çalışma istekliliğiyle ilgili faktörlerin çok büyük ölçüde benzeştiği
görülüyor.
İş yerini harika yapan faktörlerle uzun süre çalışma nedenleri aynı
Hem
harika iş yeri algısı, hem de uzun süre çalışma istekliliği için başta
gelen ortak faktörlerin; zevkli ve eğlenceli bir çalışma ortamı,
çalışanın yakınlarına bir işveren olarak tavsiye edecek kadar
şirketinden gurur duyması, başkalarına şirketinden bahsederken gururla
söylemesi olduğu belirlendi. Ayrıca şirketteki görevi ne olursa olsun
kendisine şirketin bir parçası olarak davranıldığını hissetmesi,
yeteneklerini en iyi şekilde değerlendirebilmesi, işine severek gelmesi
ve şirketinde kendisini bir ailenin, bir takımın parçası hissetmesi
olarak gerçekleşti.
Çalışan iş yerinden memnun olması yüksek performans için yeterli değil
Ancak
araştırma sonuçlarına bakıldığında, çalışan için iş yerini harika yapan
belirleyici faktörler ile çalışanın iş yerinde yüksek performans
gösterme istekliliğiyle ilgili faktörlerinin benzeşmediği ortaya
çıkıyor. Bu durum, yüksek performans için güvene dayalı iş yeri kültürü
temelinin korunması yanında, şirketlerin bazı özel faktörlere ayrıca
dikkat etmesi gerektiğini gösteriyor.
Güvene dayalı işbirliği ortamı, performans için kritik öneme sahip
Sonuçlara
göre, iş yerinde güvene dayalı işbirliği ortamı, çalışanlara
yöneticileri tarafından sorumluluklar verilmesi, çalışanların
birbirlerini önemsedikleri bir değer ikliminin oluşturulması, birlikte
gerçekleştirilen işlerin çalışanlarda gurur duygusu oluşturması, yüksek
performans istekliliğinin ortaya çıkması için özellikle ön plana çıkan
faktörler. Bunlarla birlikte, tüm çalışanların fark edildiklerini ve
takdir edildiklerini hissedebilmeleri, görev dağılımı ve koordinasyonda
yetkin, hedefleri ve bu hedeflere nasıl ulaşılabileceğini bilen
yöneticilerin varlığı da çalışanların yüksek performans istekliliğini
doğrudan etkiliyor.
Türkiye’de güven iklimi henüz yeterli düzeyde değil
Bu
faktörlerin özellikle şirketteki yöneticilerin yetkinliklerinin ve
iletişim becerilerinin yanında, çalışanlar arası güvene dayalı işbirliği
ve takımdaşlık ortamının sağlanmasının yüksek performans için
belirleyici olduğunu vurgulayan Great Place to Work Türkiye Ülke Müdürü
Eyüp Toprak, “Araştırma sonuçları, Türkiye’de çalışanın yüksek
performansa ulaşması için sağlanması gereken güven ikliminin henüz
yeterli düzeyde olmadığını göstermektedir. Özellikle performans
faktörlerinde alınan sonuçların düşük olması, yöneticilerin
yetkinliklerinin ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi ve çalışanlar
arası güvene dayalı işbirliği ve takımdaşlık ortamının oluşturulmasında
hız kazanılması gerektiğini göstermektedir.” dedi.
“Harika” iş yeri faktörleri (ilk 8) ve şirketlerden alınan ortalama sonuçlar:
Yakın tanıdıklarıma bu şirketi işveren olarak tavsiye ederim.
%78
Burada çalışmak zevklidir.
%74
Burada uzun bir süre daha çalışmak istiyorum.
%76
Başkalarına burada çalıştığımı söylemekten gurur duyuyorum.
%83
Burada bana pozisyonuma bakılmaksızın şirketin bir parçası olarak davranılır.
%73
Burada yeteneklerimi en iyi şekilde değerlendirebiliyorum.
%64
Çalışanlar işlerine severek gelir.
%63
Biz burada kendimizi bir “aile” gibi hissediyoruz ve iyi bir “takım ruhu”muz var.
%69
Şirkette kalma istekliliği (ilk 8) ve şirketlerden alınan ortalama sonuçlar:
Burada çalışmak zevklidir.
%74
Yakın tanıdıklarıma bu şirketi işveren olarak tavsiye ederim.
%78
Başkalarına burada çalıştığımı söylemekten gurur duyuyorum.
%83
Burada bana pozisyonuma bakılmaksızın şirketin bir parçası olarak davranılır.
%74
Burada yeteneklerimi en iyi şekilde değerlendirebiliyorum.
%64
Çalışanlar işlerine severek gelir.
%63
Biz burada kendimizi bir “aile” gibi hissediyoruz ve iyi bir “takım ruhu”muz var.
%70
Burada birlikte gerçekleştirdiğimiz işlerden gurur duymaktayım.
%82
Performans gösterme istekliliği (ilk 8) ve şirketlerden alınan ortalama sonuçlar:
Çalışanların işbirliğine güvenilir. %69 Burada çalışanlar çok sorumluluk alabiliyor. %71 Çalışanlar işlerine severek gelir. %63 Burada çalışanlar birbirlerini önemsemektedir. %69 Biz burada kendimizi bir “aile” gibi hissediyoruz ve iyi bir “takım ruhu”muz var. %70 Burada birlikte gerçekleştirdiğimiz işlerden gurur duymaktayım. %82 Burada herkesin fark edilme ve takdir edilme imkanı bulunmaktadır. %52 Yöneticiler, görevlerin dağıtılması ve çalışanların koordinasyonu konusunda iyi çalışıyor. %59
Endeavor Girişimleri Foriba ve iyzico, ard arda gelen iki exit haberiyle Türkiye Girişimcilik Ekosistemi’nin gururu oldu
Etkin
Girişimcileri destekleyen Endeavor Türkiye’nin iki girişimi Foriba ve
iyzico, geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdikleri exit’le Türkiye
girişimcilik ekosisteminde yeni bir dönemin yolunu açtılar. Foriba, 28
Mayıs itibariyle vergi teknolojilerinin global lideri Sovos ile tek bir
çatı altında birleşirken, PayU, 11 Haziran’da 165 Milyon Dolar’a
iyzico’yu satın aldı. Bu gelişme, etkin girişimcilerin yarattığı katma
değerin altını çizerken, ekonomik dalgalanmalardan bağımsız olarak
başarıya ulaşabildiklerinin de en büyük göstergesi olma özelliğini
taşıyor.
30’dan
fazla ülkede ScaleUp şirketlerin kurucuları olan “Etkin Girişimcileri”
destekleyerek küresel bir girişimcilik hareketine önderlik eden
Endeavor, Türkiye’de 2007 yılından beri faaliyet gösteriyor. İstikrarlı
ve hızlı bir büyüme gösteren, kaliteli istihdam yaratan, bulundukları
sektöre inovatif yaklaşımlar sunan ve ekosisteme geri verme potansiyeli
yüksek girişimcileri bulup şirketlerin büyümesine hız kazandıran
Endeavor’ın Türkiye’den seçilmiş 62 şirketi bulunuyor. Endeavor
Girişimcileri uzun vadede ekosistemi büyütürken bulundukları ülkelerin
ekonomik gelişimine de ciddi bir katkıda bulunuyor. 2014 yılında
Endeavor’ın İstanbul’da yürüttüğü Teknoloji Sektörü Raporu’na göre,
sadece 3 Scaleup aşamasındaki şirket, tüm girişimcilik ekosisteminin
gelişimine %60 oranında katkıda bulunuyor. Türkiye’den seçilen şirketler
arasında Yemeksepeti, Peak Games, Insider, Gram Games gibi son dönemde
yatırım almış ve exit yapmış birçok başarılı şirket bulunuyor.
Foriba
kurucuları Ahmet Bilgen ve Koray Bahar, 2015 yılında Yerel Seçim Paneli
ve Uluslararası Seçim Paneli’nden geçerek Endeavor Girişimcisi
seçildiler. Foriba, şirketlerin regülasyonlara uyumluluklarını minimum
eforla sağlamak adına e-Dönüşüm çözümleri sunuyor. Foriba’nın bu
bağlamdaki odak noktası, Ar-Ge merkezinde, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv,
e-İrsaliye, e-Bilet, e-Mutabakat gibi kurumsal yazılımları ve
entegrasyon hizmetlerini geliştirmek oldu. Endeavor Girişimcisi
seçildikleri dönemden itibaren, 2017’de İtalya’ya ofis açan, ardından
Batı ve Doğu Avrupa’ya açılarak büyümesini sürdüren ve 2018 yılında
yatırım alan Foriba bugün, 10’dan fazla ülkede çözüm sunuyor ve dünyada
450’den fazla uluslararası şirkete ve 12 Bin’den fazla müşteriye hizmet
veren bir şirket haline geldi.
2013
yılında iyzico’yu kuran Barbaros Özbuğutu ve Tahsin Isın ise, 2014
yılında Endeavor’ın Yerel Seçim Paneli’nden geçerek aynı yıl İstanbul’da
gerçekleştirilen Uluslararası Seçim Paneli’nde Endeavor Girişimcisi
seçildiler. iyzico, Türkiye’de Amazon, H&M, ZARA, sahibinden.com
gibi 32 Bin’den fazla e-ticaret sitesinin ödeme alt yapısını sağlıyor.
2015 ve 2018 yıllarında yatırım alan iyzico, 11 Haziran’da dünyanın en
büyük teknoloji yatırımcısı olan Naspers Group bünyesinde 17 ülkede
faaliyet gösteren PayU tarafından 165 Milyon Dolar’a satın alındı. Bu
birleşme ile beraber Türkiye, PayU’nun Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA)
bölgesi içerisinde Polonya’dan sonraki en büyük ikinci pazarı haline
geldi. iyzico’nun kurucu ortaklarından Barbaros Özbuğutu,
Endeavor’ın kendilerine katkılarından şöyle bahsediyor: “Endeavor,
ağındaki girişimcilere belki de kendi başlarına ulaşmaları çok güç
imkanların kapılarını aralıyor, özellikle de bizim de aralarında
bulunduğumuz etkin girişimcilere. Örneğin, iyzico olarak İspanya ve
Latin Amerika’daki benzer aşamalardaki girişimlerle tamamen dışarıya
kapalı bir platformda bir araya gelip deneyimlerimizi paylaşabiliyoruz.
Endeavor belki hiçbir kitapta bulamayacağınız deneyimlerin paylaşıldığı
bir yer.”
Hem
Foriba, hem de iyzico, Endeavor’ın kendi girişimcilerine yatırım
yaptığı fonu Endeavor Catalyst’ten yatırım alan şirketler arasında
bulunuyor. Foriba’nın kurucu ortağı Koray Bahar, 2018
yılında aldıkları yatırımdan bahsederken: “Endeavor Catalyst’in
olağanüstü yardımıyla, Foriba dünyanın en büyük özel sektör odaklı
kalkınma ajansı olan IFC’den (Uluslararası Finans Kurumu / Dünya
Bankası) ikinci tur yatırımını tamamlamıştı. Foriba ürün ve çözümlerini
Avrupa, Asya ve Ortadoğu gibi global pazarlara Endeavor ağı yardımıyla
yaygınlaştırıyor.” dedi.
Endeavor,
kurulduğu ilk günden itibaren tüm dünyada Foriba ve iyzico gibi
girişimcilere destek vermeye devam ediyor. Endeavor Girişimcileri,
ekonomiye katkılarının yanında yarattıkları rol model etkisi ile yeni
nesil girişimcilere de destek oluyor. 13. yılında sürdürdükleri tüm
çalışmalarında ilk günkü inançlarını hâlâ koruduklarını ileten Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli, “Endeavor’ın
en büyük başarı faktörü, girişimcilerinin başarıları. Ard arda gelen
Foriba ve iyzico exit’leri, Endeavor için olduğu kadar ülkemiz adına da
gurur verici bir tablo yaratırken, Endeavor olarak senelerdir arkasında
durduğumuz bir söylemin de kanıtı oldu. Gördük ki, Scaleup şirketleri
kuran Etkin Girişimciler, ekonomik konjonktürden bağımsız olarak ciddi
başarılar elde edebiliyor. Başarıya ulaşan bu girişimciler, hem ekonomik
katma değer yaratıyor, hem de bulundukları ekosistemin gelişmesine
mentör olarak, yatırım yaparak, ilham yaratarak katkıda bulunuyor.İşte
bu sebeple yaptığımız işe her gün daha da çok inanarak ve çıtayı sürekli
yükselterek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Girişimcilerimizi gönülden kutluyorum.” dedi.
Merkezi
New York’ta olan, etkin girişimcileri destekleyen ve 33 ülkede faaliyet
gösteren Endeavor Derneği, Türkiye’de 2006 yılından bu yana Yönetim
Kurulu Üyeleri ve mentörlerinin desteğiyle büyüme aşamasındaki Scale up
şirketleri tespit ederekbüyümelerine ivme kazandırmaktadır. Tüm dünyadan
1700’den fazla girişimci ve 3200’den fazla mentörü ağında bulunduran
Endeavor’ın, Türkiye’den seçilen 62 şirketi arasında Yemeksepeti, Peak
Games, Insider, Gram Games ve son dönemde exit yapmış olan iyzico ve
Foriba gibi başarılı şirketler bulunuyor. Endeavor Türkiye’nin Haziran
2017’den itibaren Yönetim Kurulu, Emre Kurttepeli başkanlığında; Ali
Koç, Alp Saul, Barbaros Özbugutu, Bülent Akgerman, Bülent Çelebi, Cansen
Başaran-Symes, Dilnişin Bayel, Ebru Dorman, Ebru Özdemir, Emre Zorlu,
Fady Jameel, Hayri Çulhacı, İlker Koçer, Murat Özyeğin, Nevzat Aydın,
Özcan Tahincioğlu, Suzan Sabancı Dinçer ve Tankut Turnaoğlu’ndan
oluşmaktadır. Detaylar için: www.endeavor.org.tr yi ziyaret edebilirsiniz.
Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY Türkiye (Ernst & Young) tarafından düzenlenen Sağlık Sohbetleri Toplantısı’nda sağlık sektöründeki son gelişmeler masaya yatırıldı. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen toplantıda küresel makro trendler, en yeni sağlık teknolojileri, önleyici sağlık hizmetleri ve yatırım faaliyetleri gibi pek çok önemli konu bir kez daha sektör liderleri tarafından değerlendirildi.
Dünyanın
lider danışmanlık ve denetim şirketlerinden EY Türkiye’nin (Ernst &
Young) bu yıl ikincisini düzenlediği Sağlık Sohbetleri Toplantısı,
Türkiye sağlık sektörünün önde gelen liderlerini bir araya getirdi.
Sağlık sektörüne ilişkin pek çok konunun değerlendirildiği toplantıya EY
Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Sağlık & Yaşam Bilimleri
Sektör Lideri Av. Ahmet Sağlı, EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri
Sektör Lideri, EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık Sektörü Kıdemli
Danışmanı T. Ufuk Eren, EY ABD Şirket Ortağı ve Kurumsal Finansman Grubu
Yaşam Bilimleri Sektör Sorumlusu Arda Ural, EY Türkiye Danışmanlık
Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü Lideri Mehmet Gülez, EY
Türkiye Kurumsal Finansman Hizmetleri Kıdemli Müdürü ve Sağlık Sektörü
Sorumlusu Cem Günfer, EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölümü Kıdemli
Müdürü İmge Su Aral, Value Health Şirket Ortağı Pınar Lembet,
Mundipharma Eski Genel Müdürü ve Danışman Şükrü Varol, Bozlu Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Şükrü Bozluolçay, Eczacıbaşı Holding Sağlık
Grubu Eski Başkanı Elif Çelik, Sağlıkta Kalite İyileştirme Derneği SKİD
Başkanı Dr. Hasan Kuş, Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengizhan ÖZTÜRK, Koç Üniversitesi Öğretim
Görevlisi Berna Tuncer, Ankara Etlik Hastane Sağlık Hizmetleri Yatırım
ve İşletme Eski CEO’su Serhat İnanç ve TİSK Mikrocerrahi ve
Rekonstrüksiyon Vakfı Genel Müdürü Cengiz Yılmazyavuz katıldı.
ABD’deki gelişmeler ilaç ve cihaz endüstrisini olumsuz etkiliyor
Küresel
makro trendler, en yeni sağlık teknolojileri, önleyici sağlık
hizmetleri ve yatırım faaliyetleri gibi pek çok konunun gündeme
taşındığı toplantıda, sektör liderleri önemli değerlendirmelerde
bulundu. ABD’nin ilaç fiyatlarını baskı altına alması ile 2020
itibarıyla fiyatlamada yaşanacak değişimin tüm dünyayı etkileyeceğinin
vurgulandığı toplantıda en çok zararın ilaç ve cihaz endüstrisinde
görüleceği, bu durumun Türkiye’de fiyatları etkilemese de inovasyon
çalışmalarını olumsuz etkileyeceği öngörüldü. Toplantıda, kamu sağlık
giderlerinin GSYİH’ye oranının ABD’de yüzde 14, OECD ülkeleri genelinde
ise yüzde 6,6 iken, Türkiye’de yüzde 3,4 olduğuna dikkat çekilerek
sağlıklı olmanın kontrolünün kişinin kendi elinde olduğunu anlamasına
yönelik farkındalık çalışmalarının hayata geçirilmesinin gerekliliği
anlatıldı.
Türkiye’de jenerik ilaç alanında rekabet artıyor
Türkiye’de jenerik ilaç konusunda rekabetin arttığını belirten uzmanlar, bunun fiyata yansımalarına dikkat çekerek 2000-2018 yılları arasında bu rekabetin ortalama fiyatların düşmesine neden olduğunu dile getirdi. Türkiye’de
daha çok akıllı ilaçlara odaklanılmasının gerekli olduğunun
belirtildiği toplantıda gelecek yıllarda Türkiye’nin kendi ayakları
üzerinde duran bir ülke olacağına inancın yüksek olduğu dile getirildi.
Sağlıkta verinin doğru kullanımı sektörde gelişimi destekler
EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri, Vergi Bölümü & KS Avukatlık Şirket Ortağı Ahmet Sağlı
konu ile ilgili olarak, “İlaç konusunda teknoloji ve verinin kullanımı,
Türkiye’de yaşam süresinin daha da uzatılmasını ve sağlıklı yaşam
bilincinin güçlendirilmesini şüphesiz ki destekleyecektir. E-nabız gibi
sistemler ve tutulan veriler, belirli güvenlik sistemleri oluşturularak
kullanılabilirse sağlık sektörümüz için çok daha faydalı sonuçlar
doğurabilir” dedi.
EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri, EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık Sektörü Kıdemli Danışmanı T. Ufuk Eren,
şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’de veri altyapısı gelişmiş bir
seviyede ve örneğin sağlık sektörü tekil olarak medikal cihazları takip
edebilir durumda. Verinin doğru kullanılması, hem sağlık sektörünü
güçlendirir hem de Türkiye olarak dünyada öncü bir konuma gelebiliriz.
Kamu kurumlarının sağlık sektöründe veri kullanımı konusunda
farkındalığının artırılması gerektiği görüşündeyiz.”
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü Lideri Mehmet Gülez,
Sağlık Sohbetleri Toplantıları’nı EY Türkiye’nin daha iyi bir dünya
yaratılmasına katkıda bulunma misyonu doğrultusunda hayata
geçirdiklerini söyledi. Gülez, “Sağlık Bakanlığı teşhis
verilerini tutuyor ve bu büyük önem arz ediyor. Veri Entegrasyon Modeli
(VEM), her yeni hastanede uygulanıyor. Yakın bir gelecekte sağlık
sektöründe veri kullanımının Türkiye’nin sağlık sektöründe büyük
gelişimlere ön ayak olacağını düşünüyoruz” dedi.
Türkiye’nin sağlık harcamaları artacak
Türkiye’de yaşam süresinin 2002’deki 72 seviyesinden 2018 yılında 78’e yükseldiğini belirten EY ABD Şirket Ortağı ve Kurumsal Finansman Grubu Yaşam Bilimleri Sektör Sorumlusu Arda Ural
ise şöyle konuştu: “Yaşam sürelerinin uzamasıyla birlikte sağlık
Türkiye’nin harcamalarında artış görüleceğini öngörüyoruz. Öte yandan
hücre ve gen tedavileriyle ilgili yeni gelişmeler ortaya çıkacak. Yeni
teknolojilerin kullanılmaya başlanması ile örneğin solunum
hastalıklarında artık sensörler kullanılabiliyor ve anında tedavi mümkün
hale geliyor. Onkoloji alanında ise yapay zekânın kullanımı önceden
tahmin yürütülmesine olanak tanıyor. Yeni teknolojiler aynı zamanda
hatalı ilaç kullanımı ve israfın önlenmesi için de kullanılıyor.”
Bridgestone, yayınladığı filmle, çocukları için sonuna kadar giden babaların Babalar Günü’nü kutluyor.
Türkiye
lastik sektörü lideri Brisa’nın güçlü markalarından Bridgestone,
Babalar Günü’ne özel hazırladığı reklam filmiyle duygulara tercüman
oluyor.
Çocukları doğduğu andan itibaren, yıllar boyu babaların neler hissettiğini anlatan film izleyenlerin içini ısıtıyor. Her anıyla babalar ve çocukları arasındaki katıksız sevgiyi ekranlara taşıyarak, çocukları için sonuna kadar giden babaların, Babalar Günü’nü kutluyor.
Uludağ Frutti Extra’nın yeni reklam filmine özel bir şarkı seslendiren Buray, şarkının video klibi için yaz ve aşk temalı bir reklam filmiyle kamera karşısına geçti.
Filmde gençlere, “extra” anlar yaşayabilmeleri için yapmaları gereken tek şeyin harekete geçmek olduğu mesajı veriliyor.
Türkiye’nin
en büyük ve en köklü yerli içecek şirketlerinden Uludağ İçecek, meyve
suyu ile zengin mineralli doğal maden suyunun lezzetli bir birleşimi
olan Uludağ Frutti Extra’nın yeni reklam filmi için pop müziğin sevilen
isimlerinden şarkıcı, besteci ve aranjör Buray ile kamera karşısına
geçti. Buray’ın seslendirdiği ve yazın önemli hitleri arasına girmeye
aday “Aşka Extra’nı Kat”’ın bestesi Ömer Özgür imzası taşıyor. Filmde
gençlere, “extra” anlar yaşayabilmeleri için yapmaları gereken tek şeyin
harekete geçmek olduğu mesajı veriliyor.
Şile’de
kalabalık bir ekiple çekilen reklam filmi, Güzel Sanatlar imzası
taşıyor. Oldukça eğlenceli ve renkli geçen çekimler sırasında hem Buray
hem de set ekibi keyifli anlar yaşadı.
Uludağ Frutti Extra’nın yeni reklam filmi, haziran ayı içerisinde TV ve dijitalde tüketicilerin karşısına çıkacak. Aynı zamanda ”Aşka Extra’nı Kat” şarkısı ile Buray yaz boyunca müzik yayını yapan TV kanalları, radyolar ve dijital müzik kanallarında müzikseverlerle buluşacak.
KÜNYE:
Reklamveren: Uludağ İçecek
ReklamverenEkibi: Ömer Kızıl, Ali Can Yıldız, Cansu Değerli
Türkiye’nin en büyük Siber Güvenlik Merkezi’ni hayata geçiren Türk Telekom, yurt içinden ve yurt dışından teknoloji sektöründen 200’den fazla üst düzey yöneticinin katıldığı Siber Güvenlik Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Zirve’de, dünyada siber tehditlerle mücadele yöntemleri ve global örnekler masaya yatırılarak, çözüm önerileri geliştirildi.
Zirvede
konuşan Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, “
Türkiye’nin En Büyük Siber Güvenlik Merkezi ile hem Türkiye’mizi hem de
ülkemizin en stratejik ve seçkin şirketlerini siber tehditlere karşı
aralıksız bir şekilde korumayı sürdürüyoruz” dedi.
Türk
Telekom Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Ümit
Önal da, yeni ürün ve hizmetlerle IoT’den Yapay Zekâ’ya, Bulut’tan
Analitik ve Big Data’ya kadar her şeyi dijital dönüşüm kapsamında
değerlendirip, bu yolda siber güvenliği ön planda tutarak kamu ve özel
sektöre dijitalleşme yolculuklarında yol gösterici olmayı
amaçladıklarını dile getirdi.
Türk Telekom Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç,“10 yılı aşkın süredir Türkiye’nin ilk Siber Güvenlik Servis Sağlayıcısı Telekom Operatörü olarak Siber Güvenlik Merkezi’mizi 24 Aralık’ta açtık. Sistemlerimiz üzerinden genel bir analiz yapıldığında; 2019 yılının ilk dört ayında ise; 1023 atak gerçekleştiğini görüyoruz. 2019 yılının ilk dört ayı ile 2018 yılının aynı periyodu karşılaştırıldığında atak sayısının yaklaşık 3,77 kat arttığı görülmektedir” dedi.
Türkiye’nin
ilk entegre telekomünikasyon operatörü Türk Telekom,dijital dünyanın en
önemli tehdidi siber saldırılara karşı çözüm önerilerini ev sahipliği
yaptığı Siber Güvenlik Zirvesi’nde masaya yatırdı. Türk Telekom’un
Ankara’da düzenlediği Zirve’ye, teknoloji alanından 200’den fazla üst
düzey yönetici katıldı. Zirve’de siber tehditler karşısında güvenlik
çözümlerinin geldiği nokta ve bugünden yarına dönüşüm teorileri ele
alındı.
Zirve’de
konuşan Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Fatih Sayan,
Türkiye’nin dijital dönüşümüne 2005 yılından bu yana 35.3 milyar lira
yatırım yapıldığını altını çizerek, bu süre içinde Hazine’ye 89.2 milyar
katkı sağladığını belirtti.Sayan, dijital dönüşüm ile siber güvenliğin
önemine dikkat çekerek“ Siber güvenliğin en tartışılan konu olması
kaçınılmaz. Dünyanın en nadide mücevherlerinden bulunduğu dükkanınız
varsa, bu durum sizi varlık olarak üstün kılabilir. Ama bu mücevheri
koruyacak güvenliğiniz olmazsa hiç beklemediğiniz bir anda birisi gelir
ve sizin emeklerinizin boşa gitmesine neden olabilir. Siber güvenliği de
benzer şekilde ele alacak olursak, ne kadar alt yapınız olursa olsun bu
güvenliği sağlamadığınız takdirde, o alt yapının sahibi siz
değilsinizdir. Siber güvenliğın sağlanması sadece teknoloji yoğun
kullanıldığı alanlarda tehlikeleri bertaraf etmek için değil, sosyal ve
ekonomik hayatla ilgili riskler ve aynı zamanda milli güvenliğin de bir
parçası” dedi.
2019’da en büyük DDos atağı başarıyla engellendi
Türk
Telekom Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, siber
tehditle sürekli mücadele halinde olunduğunu belirtirken, şu noktalara
dikkat çekti, “Oluşturduğumuz üç katmanlı DDoS koruma servisimiz
sayesinde, müşterilerimizin lokasyonlarından başlayarak her kırılımda
DDoS atağına yönelik korumayı rahatlıkla sağlayabiliyoruz. Yüksek
boyutlu ama bir o kadar da akıllı saldırıların arttığı bu dönemde, DDoS
servis teknik yapımızı da uçtan uca müşterilerimizi koruyacak şekilde ve
kapasitede geliştirdik ve geliştirmeye devam ediyoruz. 2017 Arbor Dünya
Geneli Güvenlik Raporu’nda en yüksek atak boyutu 800 Gbps olarak
görünürken, 2018 ATLAS Report’ta bu boyut 1.7 Tbps olarak karşımıza
çıkmaktadır. Burada kendi omurgamızda konumlandırdığımız ve paylaşımlı
olarak hizmet sunduğumuz yüksek kapasitemiz ile DDoS tarafında her ay
yaklaşık 15 bin civarında irili ufaklı atağı engelliyoruz, 2018 yılı
içinde yaklaşık 1.500’ün üzerinde 1 Gigabit üstü atağı engellemiş
bulunuyoruz. Sistemlerimiz üzerinden genel bir analiz yapıldığında; 2019
yılının ilk dört ayında ise; 1023 atak gerçekleştiğini görüyoruz. 2019
yılının ilk dört ayı ile 2018 yılının aynı periyodu karşılaştırıldığında
atak sayısının yaklaşık 3,77 kat arttığı görülmektedir. 2019 yılında
şimdiye kadar sistemlerimizde görülen en yüksek boyutlu atak yaklaşık
170 Gbps olarak gelmiş ve başarıyla engellenmiştir.“
Her adımda siber güvenlik birinci öncelik
Türk
Telekom Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Ümit
Önal, zirvede yaptığı konuşmada Türk Telekom’un her projesinde ve
ürününde siber güvenliği ön planda tuttuğunu belirtti. Önal, “Türk
Telekom olarak yeni teknoloji inovasyonu, kullanıcı merkezli tasarım ve
bulut uygulamaları konularında geliştirerek sunacağımız yeni ürün ve
hizmetlerimizle IoT’den Yapay Zekâ’ya, Bulut’tan Analitik ve Big Data’ya
kadar her şeyi dijital dönüşüm kapsamında değerlendirip, bu yolda siber
güvenliği de ön planda tutarak sanayide dijitalleşme yani Endüstri
4.0’a yol gösterici olmayı amaçlıyoruz. Türkiye’nin verisinin Türkiye’de
kalması ve güvenle saklanması için Türkiye’nin en büyük veri merkezini
Esenyurt’ta hizmete sunduk. Uluslararası standartlara uygun olarak inşa
edilen Esenyurt Veri Merkezimiz, Türkiye’nin en güvenli veri merkezi
olmasının yanı sıra konumu itibarıyla aynı zamanda İstanbul Havaalanı’na
en yakın veri merkezi olma özelliğini de taşıyor” dedi.
200’den
fazla üst düzey yöneticinin katıldığı Zirve’ye, McAfee, Netscout Arbor,
Barikat Bilişim, Ebay Gittigidiyor A.Ş. CK Enerji Yatırım A.Ş. gibi
şirketlerden de katılım sağlandı.
MediaMarkt, bu sene karnelerin alındığı hafta sonuna denk gelen Babalar Günü için babalara ve karnelerini alan öğrencilere özel eğlenceli bir reklam filmi hazırladı. Film; öğrencinin MediaMarkt çalışanına babasını tarif ederek kendisine karne hediyesi alınıp alınmadığını sormasıyla başlıyor. Videonun devamında ise benzer soruların öğrencinin babası tarafından Babalar Günü için mağaza çalışanına sorulduğu görülüyor.
MediaMarkt, özel günler için hazırladığı reklam filmlerine bir yenisini daha ekledi. Avrupa’nın açık ara 1 numaralı elektronik perakendecisi, bu yıl aynı günlere denk gelen Babalar Günü ve karne gününe özel başlattığı kampanya kapsamında hazırladığı reklam filminde hem babaların hem de çocukların yüzünü güldürecek bir senaryo hazırladı. MediaMarkt, bu iki özel gün için hayata geçirdiği reklam filminde babaların Babalar Günü’nü kutlarken aynı zamanda da tüm çocukların karne heyecanını paylaştıklarını vurguladı.
Televizyon,
online mecralar ve sosyal medya platformlarında yayınlanan reklam
filmi; meraklı öğrencinin MediaMarkt çalışanına babasını tarif etmesiyle
ve kendisine karne hediyesi alınıp alınmadığını sorularıyla başlıyor.
Renkli geçen videonun devamında ise benzer soruların; öğrencinin
heyecanlı babası tarafından Babalar Günü hediyesi için mağaza çalışanına
sorulduğu görülüyor.
Çekimleri yaklaşık 1 gün süren reklam filminin yönetmen koltuğunda daha önceki MediaMarkt reklam filmlerinden de tanınan deneyimli isim Doğan Tanyer otururken filmin prodüksiyonunu ise 2012 üstlendi.
Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance‘in bu yıl 12’ncisini gerçekleştirdiği “Türkiye’nin En Değerli Markaları-Turkey 100” araştırmasının sonuçları açıklandı.
Araştırmanın 2019 verilerine göre, Türkiye’nin en değerli markası geçen yıl olduğu gibi yine Türk Hava Yolları (THY) oldu. 2018’de marka değeri 2 milyar 42 milyon dolar olan THY’nin 2019’da marka değeri 1 milyar 735 milyon dolara geriledi.
Türkiye’nin en değerli markaları arasında zirvede yer alan THY’yi Ziraat Bankası izledi. Geçtiğimiz yıl 1 milyar 432 milyon dolar değeriyle listenin altıncı sırasında yer alan banka, marka değerini yüzde 14,4 artırarak 1 milyar 637 milyon dolara taşıdı. Listenin üçüncü sırasına bir başka banka, Garanti yerleşti. Yola yeni marka kimliği Garanti BBVA’yla devam edeceğini duyuran bankanın 2019 marka değeri 1 milyar 344 milyon dolar oldu.
2018’de Türkiye’nin en değerli markaları listesinde 1 milyar 907 milyon dolar marka değeriyle ikinci sırada yer alan telekomünikasyon markası Türk Telekom, bu yıl dördüncü sıraya geriledi. Geçtiğimiz yıl 2017’ye kıyasla marka değerinde yüzde 27 kayıp yaşayan markanın bu yıl da marka değerinde yüzde 37,9 düşüş yaşandığı ve 1 milyar 185 milyon dolara gerilediği görüldü.
Listenin ilk 10 sırasında yer alan bir diğer telekomünikasyon markası Turkcell de marka değerindeki yüzde 37,9 kayıpla beşinci sıraya geriledi. Marka değeri bu yıl 1 milyar 182 milyon dolar olarak belirlenen Turkcell’i 1 milyar 135 milyon dolarla İş Bankası izlerken, 2018’de dördüncü sırada yer alan Akbank da marka değerindeki yüzde 43,3 düşüşle birlikte yedinci sıraya yerleşti.
Türkiye’nin en değerli markaları listesinde Arçelik, Yapı Kredi ve Ford Otosan, geçtiğimiz yılki yerlerini koruyan markalar arasında yer aldı. 2018’de marka değeri 1 milyar 258 milyon dolar olarak belirlenen Arçelik’in bu yılki marka değeri yüzde 33,4 düşüşle 837 milyon dolara gerilerken, Yapı Kredi’nin marka değeri yüzde 30,9 düşüşle 647 milyon dolar, Ford Otosan’ın marka değeriyse yüzde 47,9 düşüşle 458 milyon dolar oldu.
2019’un en çok değer kazanan markaları
Çalışmanın sonuçlarına göre, marka değeri geçtiğimiz yıla kıyasla en çok artan markalar arasında Koçtaş yüzde 19,4 artışla ilk sırada yer aldı. Marka değerindeki artışla birlikte Türkiye’nin en değerli markaları listesinde 39’uncu sıraya yerleşen Koçtaş’ı Ziraat Bankası (yüzde 14,4), Dardanel (yüzde 9,8), SuperFresh (yüzde 7,2), DenizBank (yüzde 7) ve Do & Co (yüzde 1,9) izledi.
2019’un en çok değer kaybeden markaları
Bu yıl marka değerinde en büyük düşüşü yaşayan marka yüzde 72,5 düşüşle İntema oldu. Bu yılın en çok değer kaybeden markaları arasında yüzde 70,1’le Şekerbank, yüzde 68,2’yle Pınar, yüzde 63,2’yle Migros ve yüzde 58,5’le Halk Sigorta ve yüzde 58,3’le Banvit yer aldı.
Geçtiğimiz yıl listede yer alan 100 markanın toplam değeri 27 milyar
500 milyon dolar olarak belirlenirken, listede bu yıl yer alan
markaların toplam değeri ise 19, 798 milyon dolar oldu. Böylece,
Türkiye’nin en değerli 100 markasının toplam değeri, çalışmanın
yapıldığı 12 yıl içerisinde en düşük seviyesine gerilediği görüldü.
Anadolu Grubu’nda perakende, tarım, enerji ve gayrimenkul gruplarının aynı yönetim altında toplanmasıyla oluşturulan Tarım, Enerji ve Sanayi Grubu Başkanlığına, Temmuz ayı itibarıyla Grupta 23 yıldır yöneticilik yapan Demir Şarman gelecek.
Anadolu
Grubu’nun perakende, tarım, enerji ve gayrimenkul sektörlerinde hizmet
veren şirketlerinin aynı yönetim altında toplanmasıyla Temmuz ayı
itibarıyla oluşturulacak Tarım, Enerji ve Sanayi Grubu Başkanlığına Demir Şarman
gelecek. Grupta 23 yıldır yöneticilik yapan ve Anadolu Etap’ta,
şirketin faaliyetlerine başladığı 2010 yılından bugüne Genel Müdürlük
görevini başarıyla yürüten Demir Şarman’ın yönetimini
üstleneceği Tarım, Enerji ve Sanayi Grubu’nda, Anadolu Etap’ın yanı sıra
Adel Kalemcilik, McDonald’s, AND Gayrimenkul, Efestur ve Grubun enerji
şirketleri yer alacak.
Kuruluşundan bu yana Anadolu Etap’ta
1993
yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olan
Demir Şarman aynı zamanda Chicago Üniversitesi’nden İşletme Yüksek
Lisans derecesi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir sertifikasına sahip.
İş hayatına 1993 yılında Arthur Andersen Türkiye’de Finansal Denetim
Uzmanı olarak başlayan Şarman, 1997 yılında Finansal Kontrolör olarak
Anadolu Grubu İçecek Bölümü’ne (Anadolu Efes) katıldı. 1997-2009
yılları arasında Efes International’da CFO, Efes Bira Grubu’nda
Strateji ve İş Geliştirme Direktörlüğü gibi çeşitli görevlerde bulunan
Şarman, kuruluşundan bu yana Anadolu Etap’ta Genel Müdürlük görevini
yürüttü. 1 Nisan itibarıyla Anadolu Grubu enerji şirketlerinin de
sorumluluğunu üstlenen Demir Şarman, 1 Temmuz itibarıyla da perakende ve
gayrimenkul şirketlerinin de raporlayacağı Tarım, Enerji ve Sanayi
Grubu Başkanlığı görevine başlayacak.