27 Temmuz Cumartesi, 2024
Ana Sayfa Blog Sayfa 54

Roger Federer, Barilla’nın yeni reklam filminde partiyi mutfağa taşıyor

Barilla’nın ünlü tenis oyuncusu Roger Federer ile çektiği reklam serisinin üçüncü filmi “Masters of Pasta: The Party”, tüm dünyayla aynı zamanda Türkiye’de de yayına girdi. Keyifli görüntüleriyle dikkat çeken reklam filminde Federer’e ünlü şef Davide Oldani ve dünya kayak şampiyonu Mikaela Shiffrin eşlik ediyor. Çekimleri İtalya’nın Lombardia bölgesinde yer alan Villa Borromeo’da gerçekleştirilen reklam filminde Federer, cansız geçen lüks bir partiyi hazırladığı domates soslu spagetti tarifiyle renklendiriyor.

İtalyan gastronomi kültürünün en önemli temsilcisi Barilla’nın marka yüzü efsane tenisçi Roger Federer ile çektiği reklam serisinin üçüncü filmi “Masters of Pasta: The Party” yayınlandı. İlk filmde dünyaca ünlü şef Davide Oldani ile mutfakta kıyasıya yarışan, ikinci filmde ise hünerlerini arkadaşları için sergileyen Federer; yeni reklam filminde ünlü isimlerin davetli olduğu lüks bir partiye katılıyor ve Şef Oldani ile birlikte pişirdiği domates soslu spagettiyle partiyi lezzet şölenine dönüştürüyor. Keyifli görüntüler ve ünlü konuklarıyla dikkat çeken reklam filminde Oldani ve Federer’e dünya kayak şampiyonu Mikaela Shiffrin eşlik ediyor.

İtalya’nın Lombardia bölgesinin ihtişamlı mimari yapılarından biri olan Villa Borromeo’da çekilen reklam filmi, Roger Federer’in burada düzenlenen seçkin bir partiye girişiyle başlıyor. Şık ve gösterişli ancak bir o kadar cansız bir ortamla karşılaşan Federer, arkadaşı Mikaela Shiffrin ile selamlaşıyor ve ardından mutfağa geçiyor. Mutfakta dünyaca ünlü şef Davide Oldani ile karşılaşan Federer, ceketinin cebinden Barilla spagettiyi çıkarıyor ve asıl partiyi başlatıyor. Federer ve Oldani; davetliler için kapari, zeytin ve yaban turpuyla lezzetlendirdikleri domatesli spagetti tarifini hazırlıyorlar ve parti bir anda mutfağa taşınıyor. Renkli görüntülere ev sahipliği yapan reklam filmi, Roger Federer’in davetlilere pişirdiği makarnayı tattırdıktan sonra “Buon Appetito!” (“Afiyet olsun!”) demesiyle sona eriyor.

YILDIZ SPORCULAR DA REKLAM FİLMİNDE YER ALDI

Geçmişten bugüne sporcularla yaptığı iş birlikleriyle dikkat çeken Barilla’nın yeni reklam filmine Roger Federer ve Mikaela Shiffrin’in yanı sıra İtalyan erkek ve kadın milli basketbol takımının yıldız oyuncuları konuk oluyor. Reklam filminin konukları arasında Galatasaray Liv Hospital Erkek Basketbol Takımı’nın eski oyuncularından Pietro Aradori, Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı oyuncularından Cecilia Zandalasini gibi sporcular yer alıyor. İtalyan mutfağının ve Akdeniz beslenme modelinin gerçek sembolü, yemek dünyasının ise en basit ama bir o kadar da mükemmel makarna tarifi domates soslu spagetti ile izleyiciye görsel şölen yaşatan reklam filmi, 72andSunny Amsterdam reklam ajansının imzasını taşıyor.

Nike yeni reklam kampanyası “Dream Crazier”

Nike, kadınların spor alanında başarıya ulaşmak adına verdikleri çabaya dikkat çeken reklam kampanyası “Dream Crazier” ile tüm kadınların mücadelelerini kutluyor.

Nike, yeni reklam kampanyası “Dream Crazier” ile engelleri aşan, performanslarında insanları bir araya getirme gücü olan ve farklı jenerasyonlara hayallerinin peşinden koşmakla ilgili ilham veren kadın sporculara odaklanıyor.

Bu yaz Fransa’da gerçekleşecek futbol turnuvası öncesinde Nike’ın spor dünyasındaki kadınları kutlamaya başladığı kampanyanın başlangıcı niteliğindeki filmde; Simone Biles, Ibtihaj Muhammad ve Chloe Kim’in de dahil olduğu dünyanın en iyi sporcuların mücadelelerinden kesitler yer alıyor.

Kampanya filminin seslendirmesini Serena Williams üstleniyor.

Ulaştırma sektörünün uluslararası tek organizasyonu: Intertraffic İstanbul

Intertraffic İstanbul 10. Uluslararası Altyapı, Trafik Yönetimi, Akıllı Ulaşım, Yol Güvenliği ve Park Sistemleri Fuarı, 10-12 Nisan 2019 tarihleri arasında UBM Turkey ve RAI Amsterdam ortaklığı ile hayata geçiyor.

Stratejik konumu ile bölgesinde ticaretin merkezi olan İstanbul’da, iki yılda bir düzenlenen Intertraffic İstanbul fuarı; Avrupa, Asya, Balkan ve Körfez ülkeleri pazarlarına ulaşmak isteyen sektör liderleri için stratejik önem taşıyan bir organizasyon.

Yıllık ortalama %20’lik büyüme oranı ile Türkiye’nin en hızlı gelişen sanayi kolu olan ulaştırma ve lojistik sektörü, ülkemizin doğu ile batı arasında kurduğu köprü sayesinde ulaştırma ve akıllı teknoloji ihracatçıları için de yeni fırsatlar yaratıyor.  

Türkiye her geçen gün artan ulaştırma sektörü ihtiyaçlarının karşılanması açısından karayolu, demiryolu ve diğer ulaşımla ilgili projelerin hayata geçirilmesi konusunda büyük başarı gösteriyor. Intertraffic İstanbul; süregelen bu çalışmalar kapsamında da nokta atışı yapmak isteyen katılımcılar açısından büyük önem arz ediyor.

Türkiye 2023 hedefleri arasında ilk sıralarda;Dış ticaret hacmini ihracatta 500 ve ithalatta 600 milyar dolara ulaştırmak geliyor. Diğer taraftan kargo taşımacılığında 625 milyar tona ulaşılacağı öngörülüyor. Karayolu yatırımları, demiryolu ağında planlanan pay artışı, ‘Modern Demir İpek Yolu’ projesi, deniz portlarının demiryollarıyla bağlanması, yüksek hızlı tren ağının yaygınlaşması, akıllı ve gelişen şehirlere dahil edilecek yeni metro hatları, hafif raylı sistemler, planlanan havaalanları, terminal binaları ile kara ve deniz ulaşımı alanındaki farklı projeler sektörün ulusal ve yerel önemini vurgular nitelikte.

Tüm bu mega projelerle ulaştırma sektörüne gereken önemi veren Türkiye ve bu alanlarda hizmet veren akıllı ulaşım teknolojileri, trafik güvenliği, trafik yönetimi ve planlaması, park sistemleri, ulaşım altyapı sistemleri profesyonelleri için en doğru işbirlikteliklerini kurmak, kontak sağlamak ve sektörel faaliyetlerden haberdar olmak anlamında Intertraffic İstanbul farkını ortaya koyuyor. Özetle ulaşım teknolojisindeki son gelişmeler, büyük projeler, kara, deniz, hava ve demiryolları taşımacılığına yönelik tüm yenilikler Intertraffic İstanbul’da sergilenecek.

Intertraffic İstanbul’a sektörün en  önemli hedef pazarları arasında yer alan; başta Türkiye olmak üzere Avrupa ülkeleri, coğrafi özelliği ve ulaşılabilir olması sebebi ile İran, Suudi Arabistan, Katar, Afrika, Rusya ve özellikle Türkmenistan, Azerbaycan ve Kazakistan gibi Türki Cumhuriyetleri’nden önemli oranda ziyaretçi katılımı bekleniyor.

Türkiye’nin yeni işbirlikleri geliştirmek adına hedef pazar olarak belirlediği ülkelerden gelecek ziyaretçiler, sektöre yeni fırsatlar sunacak. Türkiye’deki çok sayıda mega projede imzası bulunan önemli firmalar da Intertraffic İstanbul’da katılımcı olacaklar.

Intertraffic İstanbul, ticari iş birlikleri kurulmasına aracılık etmesi ve sektörü en son teknoloji ile buluşturmasının yanı sıra konferanslar programı, ödül töreni, start up firmalarna özel ITS UP alanı ile katılımcı ve ziyaretçilerine zengin kapsamlı bir ev sahipliği yapacak.

Hepsiburada, 17 binin üzerindeki işletmeyi e-ihracat ile dünya pazarlarına açıyor

Türkiye’nin Hepsiburada’sı “Kolay İhracat” modeliyle Türkiye’deki işletmeleri dünya pazarlarına açıyor. E-ihracat ile hem işletmeler hem de Türkiye ekonomisi güçleniyor.

Türkiye’de dijital dönüşümünün öncüsü ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın destekçisi Hepsiburada, 17 binin üzerindeki iş ortağını yurtdışı pazarlarına açan “Kolay İhracat” modelini hayata geçirdi.

Model kapsamında dünyanın neresinde olursa olsun tüm müşteriler, Hepsiburada’nın global web sitesi ve mobil uygulaması üzerinden aradıkları her ürüne ulaşarak bulundukları ülkeden kolayca sipariş verebiliyor. Global sayfa ve uygulama ilk etapta İngilizce ve Arapça dillerinde müşterilerin kullanımına sunuluyor. Ortadoğu ülkelerinde yaşayan müşteriler ülkelerin yerel para birimi ve ödeme sistemleri; diğer ülkelerde yaşayan müşteriler ise ister Avro ister Dolar para biriminde ödeme yapılabiliyor. Hepsiburada’nın attığı bu önemli adım sayesinde, potansiyel 1 milyar müşterinin olduğu öncelikli ülkeler (Rusya ve Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrupa) başta olmak üzere kendi ana dilleri, para birimleri ve ödeme sistemlerini kullanarak Hepsiburada’dan alışveriş yapabilecek.

Hepsiburada yerelleşme stratejisi kapsamında, 2019 yılı içinde farklı yerel diller ve para birimlerinde Azerbaycan, Rusya, Ukrayna ve Kuzey Afrika ülkeleri başta olmak üzere online yerel mağazalarını dünyanın dört bir yanındaki müşterilerinin hizmetine sunmaya devam edecek.

Kolay İhracat modeliyle Hepsiburada Pazaryeri iş ortağı olan 17 binden fazla küçük ve orta ölçekli işletme, herhangi ekstra bir yatırım, kaynak veya deneyime ihtiyaç duymaksızın Hepsiburada’nın teknoloji ve pazarlama gücünden faydalanarak dünya pazarlarına merhaba demeye başlıyor.

E-ihracat ile Türkiye’nin Ekonomik Kalkınmasına Destek

“Kolay İhracat” modeliyle ilgili değerlendirmede bulunan Hepsiburada Uluslararası Grup Başkanı Emre Ekmekçi, “Türkiye’nin lider e-ticaret platformu olarak tüm yetkinlik ve tecrübemizi “Kolay İhracat” modeliyle işletmelere sunarak onları birer küresel oyuncu haline getirmeyi arzu ediyoruz. Bu model kapsamında işletmeler için çeşitli çözümler sunuyor, dünya pazarlarında başarılı olabilmeleri için onlara gerekli tüm araçları sağlıyoruz. Bu sayede Türk markaları dünya pazarlarında daha çok yer almaya başlayacak. Yerli ve milli ürünlerimize dünyanın her yerinden daha kolay ulaşılabilecek; bir yandan Türk kalitesini tüm dünya daha yakından görürken, öte yandan da ülkemize giren döviz miktarı artacak. Türk işletmeleri yurt dışı pazarlarına açılarak hem kendi işlerini büyütecek hem de ekosistem ve ekonomimize katkı sağlayacak.” dedi.

Türkiye’nin 2023 yılı 350 milyar TL’lik e-ticaret hedefi içerisinde e-ihracat payının yaklaşık 70 milyar TL büyüklüğe ulaşacağını tahmin ettiklerini kaydeden Ekmekçi, “Türkiye’de e-ticaretin lideri ve dijital dönüşümün öncüsü Hepsiburada olarak, ülkemizin ticaret hedefleri paralelinde bu hacme ulaşmada önemli etkiyi yapmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

İşletmeler için e-ihracat yapmak artık hayal değil

Türkiye’de “işletmeden tüketiciye” e-ihracatta bir ilk olan “Kolay İhracat” modelinden Hepsiburada’nın Pazaryerindeki tüm işletmeler faydalanabiliyor.

Hepsiburada; yerel pazarlarda ihracat yapabilmek için gereken ürün geliştirilmesi, konumlandırılması, pazarlama faaliyetleri, lojistik ve gümrük hizmetleri, dil desteği, tahsilat ve ödeme sistemleri gibi onlarca konuda gereken bilgi ve deneyimi işletmeler için seferber ediyor. Böylece işletmelere hiçbir ekstra efor gerektirmeden sadece Hepsiburada’nın iş ortağı olmak, sunduğu deneyim ve hizmetlerden faydalanarak yurtdışı pazarlara merhaba demek kalıyor.

Yurtdışında hangi ülke, ne tür ürünlere rağbet gösteriyor?

Özellikle Türk markalarına, yerli ve milli ürünlere olan talebin oldukça yüksek olduğunu belirten Hepsiburada, ülkeler bazında en çok sipariş edilen ürünlerden örnekler paylaştı.

Buna göre ülkelerde en çok rağbet gören ürünler;

* Dubai’de en çok Türk kahvesi fincanı seti, çay bardağı seti ve tost makinesi

* Rusya’da oyuncak bebek, kozmetik ürünler ve kadın giyim ürünleri

* Azerbaycan’da çocuk giyim, erkek botu ve kulaklık

* Hollanda’da Türkçe çocuk kitapları, oyuncak ve elektrikli diş fırçası

* Almanya’da işlemeli yatak örtüleri ve nevresim takımları, kırlentler ve süs eşyaları

* Fransa’da Türk kahvesi makinesi, Türk kahvesi ve çocuk giyim ürünleri

* Orta Doğu’da lokum, kadın giyim, spor ayakkabı ve takı

Corporate Stars 2019: Türkiye’nin kurumsal markaları ile seyahat ve etkinlik sektörünün büyük buluşması

Kurumsal seyahat ve etkinlik alanında hizmet veren en önemli otel, havayolu şirketleri ve sektör tedarikçileri, bu alanda yurtiçi-yurtdışı toplantı grupları, özel gezi etkinlikleri, bayii toplantıları gibi organizasyonlar noktasında en üretken markalar ‘’Corporate Stars 2019’’ ile 4 gün boyunca bir araya gelmeye hazırlanıyor.

15-18 Nisan 2019’da, Rixos Sungate otelde ilki gerçekleşecek olan, kalite ve yaratıcılık merkezli, nitelikli bir iletişim platformu ‘’Corporate Stars 2019’’ Türkiye’nin en iyi markalarının büyük buluşmasına ev sahipliği yaparak, iş dünyasının lider marka ve isimlerini seyahat ve etkinlik sektörünün paydaşları ile bir araya getiriyor.

Katılımcılar; incelikle hazırlanmış zengin program içeriği ile, konaklama, toplantı, etkinlik, moda, sanat ve teknoloji başlıklarını, trendleri, konunun önde gelen isimleriyle, farklı perspektifleriyle, mercek altına almak için buluşuyor. Kongre, toplantı, teşvik seyahatlerine yeni bakış açıları getirecek konuşmacılar, forum, panel ve B2B görüşmeler ile doyumsuz bir iletişim deneyimini sunan, ‘’Corporate Stars 2019’’ sektörün en iyi etkinlik planlayıcılarının özenle tasarladığı sosyal geceleriyle de unutulmaz deneyimler yaşatmak için geliyor.

Corporate Stars Zirve 2019 kapsamında gerçekleşecek Zirve oturumları, 16 Nisan’da.

‘’Corporate Stars 2019’’ ekibi, uluslararası forum, zirve etkinlikleri alanındaki tecrübesini, Türkiye’nin en iyi markalarını, ses getirecek bir iş zirvesinde buluşturuyor. Corporate Stars Zirve 2019’da, yükselen trendler yeni nesil pazarlama akımları kişilerin başarı hikâyeleri Türkiye’nin önde gelen ulusal yıldız markalarının temsilcilerinden dinlenecek. Birbirinden zengin içerikleri ile gerçekleşecek panel ve söyleşilerde markaların yıldızları buluşacak.

Katılımcılar  ‘’Corporate Stars 2019’’da Türkiye’nin yıldız markaları ile buluşacak, etkinlik ve MICE alanındaki yenilikleri keşfederek, markalarını tanıtma fırsatı yakalayacaklar.

Doğru fiyatlamayla satış ve kârlılığı artırmak mümkün

Table top view aerial image of business finance background.Flat lay graph growth up with coin money & shopping cart or trolley on modern white wood.Sale marketing concept.Space for creative design.

Türkiye’nin E-İhracat Uzmanı B2CDirect, sürdürülebilir şekilde e-ihracat yapmak isteyen tüm firmalar için “ürünlerin doğru fiyatlandırılması” konusunu masaya yatırdı. B2CDirect CEO’su Yusuf İbili, tüketici araştırmalarında çıkan sonuçlara bakıldığında, fiyat faktörünün satın alma kararlarında çok önemli bir rol oynadığını belirtti.  İbili, doğru fiyatlandırmanın işletmelerin strateji geliştirmesi gereken konuların başında geldiğini söyledi.

Türkiye’nin E-İhracat Uzmanı B2CDirect, e-ihracat yapan şirketlerin satış ve karlılık oranlarını artıracak konuların başında fiyatlandırma stratejisi geldiğinin altını çizdi. Yurt dışından alışveriş yapan tüketicilerin öncelikle ürünlerin fiyatlarını yerel ve global pazarlarda araştırdıklarının altını çizen B2CDirect CEO’su Yusuf İbili, işletmelerin de bu strateji doğrultusunda hedef aldıkları pazarlardaki yerel fiyatları ve bu pazarları hedef alan global firmaların fiyat stratejilerini araştırmaları gerektiğini belirtti.

Uygun fiyatlar ve ürün çeşitliliği satışları artırıyor

Google Consumer Barometer sonuçlarına göre yurt dışından alışveriş yapan tüketiciler uygun ve indirimli fiyatlara sahip ürünleri tercih ediyor. Tüketicilerin satın alma kararı almalarını sağlayan bir diğer faktör de ürün çeşitliliği.

E-ihracat yapan firmaların maliyet odaklı fiyatlandırma modeliyle üretim maliyetlerine ek olarak; gümrük, vergi, kargo, lojistik ve depolama gibi masrafları da dikkate almaları gerektiğinin altını çizen İbili, “Ülkemizde işçilik ve bazı hammadde maliyetleri Avrupa ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülkelere nazaran daha düşük, bu durum büyük ölçekli ve KOBİ seviyesindeki firmalarımıza önemli bir maliyet avantajı sağlayabiliyor” diyor.

İşletmelerin minimum sipariş uygulamalarını, ücretsiz kargo veya belli oranlarda indirimlerle desteklemeleri halinde satışlarını artırabileceklerini söyleyen Yusuf İbili, ürün fiyatlarını belirlemede sınır ötesi teslimat maliyetlerinin önemli bir kalem olduğunu vurguladı. Teslimat maliyetinin bazen ürün maliyetinin en yüksek bileşeni olabileceğine dikkat çeken İbili, bu maliyet kalemini minimuma indirecek bazı ipuçları da verdi:

Teslimat maliyetleri nasıl düşürülür:

  • Teslimatların ekonomik olarak gerçekleşmesi için paketlerin küçük tutulması gerekir.
  • Gönderileri sürekli hale getiren işletmeler yurt dışı teslimat yapan çözüm ortağından indirim talebinde bulunabilir.
  • Sürpriz çıkan ek masraflar müşterilerin siparişlerini iptal etmelerine sebep olabilir, bu sebeple gümrük vergisi ve yurt dışı KDV tutarlarının önceden hesaplanıp müşterilere sipariş öncesinde net bir şekilde bildirilmesi gerekir.

E-ihracat yapan firmaların uçtan-uca teslimat yapabilen, e-ihracat ile ilgili tüm aşamalarda onlara rehberlik edebilen, gümrükleme işlemlerinde destek alabilecekleri bir kargo ve lojistik iş ortağı seçmeleri gerektiğini vurgulayan B2CDirect CEO’su Yusuf İbili, B2CDirect tarafından geliştirilen GOB2C yazılımıyla  yurt dışı kargo ücreti ve gümrük vergilerini anında hesaplama hizmeti sunduklarını da belirtti.

GOB2C paneli sayesinde, kullanıcıların uluslararası lojistik, yurt dışından ödeme alma ve yurt dışındaki online pazaryerleri ile entegrasyon sağlama işlemlerini kolayca yönetmelerini sağladıkları açıklayan İbili, “Kargo ücreti hesaplayıcı, adres defteri, adres bulma ve doğrulama yöneticisi gibi özellikleri sunan GOB2C, gümrük vergilerini de hesaplayarak kullanıcıların iş süreçlerini kolaylaştıracak çözümler sunuyor” dedi.

Brisa, tedarikçi finansmanı çalışmalarını Figopara ile dijitalleştiriyor

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, tedarikçi ödeme işlemlerini Türkiye’nin ilk tedarikçi finansmanı platformu Figopara ile dijitale taşıyor. İş süreçlerini yeni nesil teknolojilerle geliştirmeye odaklanan Brisa, Figopara iş birliğiyle tedarikçilerine daha hızlı ve kolay bir sistemin avantajlarını sunuyor.

Dijitalleşme ve yeni nesil teknolojilerle iş süreçlerinde fark yaratan Brisa, Türkiye’nin önde gelen büyük alıcı firmalarına tedarikçi finansmanı işlemlerini dijital ortamda en hızlı ve kolay şekilde gerçekleştirmelerine olanak sunan Figopara ile anlaştı. Figopara’nın fintek temelli tedarikçi finansmanı platformu sayesinde Brisa tedarikçileri, faturalarını ihtiyaç duydukları zamanda nakde dönüştürecek ve dijital ortamın sunduğu kolaylık sayesinde hızlı nakit akışı sağlayarak işlemlerini gerçekleştirebilecekler.

Brisa tedarikçilerine hızlı nakit akışı

Brisa’nın yeni nesil teknolojilerle iş süreçlerini zenginleştirdiğini ve tüm paydaşlarına da bu kapsamda değer yaratmayı hedeflediğini ifade eden Brisa Finans Genel Müdür Yardımcısı Reşat Oruç; ²Türkiye’de uzun yıllardır sektör liderliğini üstlenen şirketimiz, Türkiye’de, etik değerler ve sürdürülebilirlik anlayışı doğrultusunda geniş bir tedarikçi ağı ile faaliyet gösteriyor. Dijitalleşmeyi iş süreçlerinin kalbine yerleştiren bir şirket olarak, tedarikçilerimizle olan süreçlerimizi, tedarikçilerimize fayda sağlayacak şekilde zenginleştirmek üzere yola çıktık. Figopara iş birliğimiz ile tedarikçilerimiz, nakde daha rekabetçi ve etkin bir şekilde ulaşarak çalışmalarına ivme kazandıracaklar” şeklinde konuştu. 

3.000‘den fazla tedarikçi yararlanacak

Brisa gibi büyük alıcı firmaların tedarikçilerini tedarikçi finansmanı platform ile desteklediklerini kaydeden Figopara Genel Müdürü Avşar Dirgin, finansal teknoloji (Fintech) şirketi olarak Türkiye’de bir ilke imza attıklarını; alıcı, satıcı (tedarikçi) ve bankaları Figopara dijital platformunda buluşturduklarını belirtti. Tedarikçi finansmanının alıcı firmalara ödeme vadesinde esneklik, daha verimli işletme sermayesi ve bilanço yönetimi, stratejik tedarikçilere kesintisiz nakit akışı, tedarikçi ile ödeme ve fiyatlandırma konusunda müzakere imkanı ve bankalarla farklı gelir ortaklığı modelleri gibi büyük avantajlar sağladığını vurgulayan Avşar Dirgin, halihazırda binlerce aktif üye firma ile operasyonlarına devam ettiklerini bilgisini verdi. Brisa ve Figopara iş birliği ile hayata geçen Brisa Tedarikçi Finansmanı Projesi’nin 2019 yılı itibarıyla 3000’i aşkın tedarikçinin kullanımına sunulduğunu belirten Dirgin, artan bir taleple karşılaştıklarını, proje ile Brisa tedarikçilerinin onaylı faturalarının vadesini beklemeden diledikleri zaman erken ödeme alma imkanına sahip olduklarını ifade etti.

En hızlı finansal çözüm

Figopara’nın teknolojisi sayesinde yüksek verimlilik ve hız sağlanıyor. Mal ve hizmet alan büyük firmalarla anlaşma sağlandıktan sonra, alıcı firmanın anlaştığı ve yönlendirdiği finansal kurum ve tedarikçiler de eko-sisteme dahil ediliyor. Alıcı tarafında onaylanan faturalar Figopara’ya aktarılıyor ve tedarikçiler diledikleri zaman diledikleri faturalar için erken ödeme alma avantajına sahip oluyorlar. Figopara tamamen dijital ortamda taraflar arasında sağlanan iş akışı ve data transferi operasyonunu en son ve güvenli teknoloji ile sağlıyor. Bu sayede, günün yoğun iş trafiğinde dakikalar içerisinde bu süreçler gerçekleşebiliyor.

Migros’tan dünya perakendesine örnek uygulama

Migros’un Türkiye’de sağlıklı yaşam ve bilinçli gıda alışverişi konusunda tüketiciye rehberlik etmeyi amaçlayan ve alanında bir ilk olan ‘Sağlıklı Yaşam Yolculuğu’ projesi, lansmanının yapıldığı Nisan 2018’den bu yana 1,3 milyon kişiye ulaştı.

Lizbon’da düzenlenen Sürdürülebilir Perakende Zirvesi’nde dünyanın önde gelen perakende ve üretici firmaları tarafından ilgiyle karşılanan uygulama, en etkili yeni nesil perakende uygulaması olarak örnek gösterildi. Son olarak dünyanın en itibarlı ödül programları arasında yer alan Stevie Awards tarafından düzenlenen “Satış ve Müşteri Hizmetleri” ödüllerinde “Müşteri Hizmetlerinde İnovasyon” ve “Yılın Fark Yaratan Satış Uygulaması” kategorilerinden 2 ödülün sahibi oldu.  Türkiye’ye Grand Stevie’yi kazandıran ilk ve tek marka olan Migros bu ödüllerle bugüne kadar aldığı Stevie ödüllerinin sayısını 22’ye yükseltti.

Perakendenin yeni çağında satış odaklı yaklaşımın yerini müşteriler için fiziksel, duygusal ve sosyal değer yaratan hizmet anlayışına bıraktığını, satış artışının ise onun doğal bir sonucu olarak ortaya çıktığını ifade eden Migros Ticaret A.Ş. Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Demir Aytaç, “Değişen dünya düzeniyle birlikte zaman daha hızlı akmaya başladı. Bu nedenle, tüketiciler kendileri için özel olarak düşünülerek önlerine hazır olarak gelen ve doğrudan fayda gördükleri kampanya ve hizmetlere daha fazla bağlılık gösteriyor. Bu doğrultuda, toplumsal ihtiyaçlardan yola çıkan proje ve kampanyaların iş sonuçlarındaki geri dönüşü daha hızlı oluyor. Sağlıklı Yaşam Yolculuğu projemizi bu bakış açısıyla hayata geçirdik ve çok kısa sürede etkisini gördük”dedi.

Toplum sağlığına hizmet etmenin küresel taahhüdütleri olduğunun altını çizen Aytaç, “Taze ürünler uzmanlığımız. Sağlıklı Yaşam Yolcuğu projemizde dengeli beslenme, yeterli su tüketimi ve fiziksel aktivitenin artırılması konularına odaklandık. Eğlenceli ve oyunlaştırılmış içerikler hazırladık. Migros Mobil üzerinden müşterilerimizin, gıda alışverişlerinde eksik kalan besin gruplarını interaktif bir şekilde gösteriyor ve kişiye özel dengeli beslenme önerileri sunuyoruz. Ücretsiz olarak sunduğumuz bu hizmet, müşterilerimizden büyük ilgi gördü” dedi.

Migros, müşterilerine dengeli beslenme ve aktif yaşam konusunda rehberlik etmek amacıyla hayata geçirdiği ‘Sağlıklı Yaşam Yolculuğu’ projesi ilehem Türkiye’de hem de dünyada perakende sektörü için bir ilke imza attı.

Lizbon’daki Sürdürülebilir Perakende Zirvesi’nde dünyanın önde gelen perakende ve üretici firmaları Migros’un uygulamasını örnek uygulama olarak gösterdi. ‘Sağlıklı Yaşam Yolculuğu’ projesi 9 ayda 1,3 milyon kişiye ulaştı.

Migros’un cebe sığdırdığı ‘Sağlıklı Yaşam Yolculuğu’na, Migros Mobil üzerinden ücretsiz olarak ulaşılabiliyor. ‘Sağlıklı Yaşam Yolculuğu’ başlığı altında oluşturulan alanda, akıllı bir algoritma ile müşterilerin 3 aylık gıda alışverişlerine göre besin dağılımları ile günlük ideal besin tüketim tablosu yan yana yer alıyor. Global parametreler ve Sağlık Bakanlığı verilerinden yola çıkarak oluşturulan tablo ve mesajlarda müşteriler, bir bakışta dengeli beslenmek için hangi besin grubunu ihmal ettiklerini görebiliyorlar. Dengeli beslenmeye yönelik olarak aradaki farkı kapatabilmeleri için kişiye özel öneriler indirimli olarak sunuluyor ve sağlıklı yaşam yolculuğu teşvik ediliyor. Sistem müşterilerin grafiğini her alışveriş sonrasında güncelliyor ve iki haftada bir, yeni bir sağlıklı yaşam önerisinde bulunuyor. Uygulamada, dengeli beslenmenin yanı sıra su içmenin önemi ile ilgili mesajlar ve örnek egzersiz tablosu da yer alıyor.

“Sağlıklı Yaşam farkındalığını oyunlaştırılmış mesajlar ve kişiselleştirilmiş önerilerle sağladık”

‘Migros Sağlıklı Yaşam Yolculuğu’ projesinin Türkiye’de ve dünyada toplum sağlığına yönelik öncü bir proje olduğunu belirten Migros Ticaret A.Ş. Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Demir Aytaç, “Sağlıklı ve iyi yaşam konusu, tüm dünyada giderek artan bir ilgi ile karşılanıyor. Ancak tüketiciler, günlük hayatın koşuşturması içinde; geleneksel, bilimsel ve hatta popüler birçok kaynaktan gelen bilgi bombardımanı ile nasıl davranması gerektiğini bilemeyebiliyor. Taze ürünlerdeki uzmanlığımız, kalite standartlarımız ve projelerimizle tüketicilerin sağlıklı yaşama giden yollarını aydınlatmayı amaçlıyoruz. Sağlıklı Yaşam konusunda farkındalık yaratmak için dengeli beslenme, yeterli su tüketimi ve fiziksel aktivitenin artırılması konularına odaklandık. Müşterilerimize bir bakışta ulaşabilecek, eğlenceli ve oyunlaştırılmış içerikler hazırladık” dedi.

‘Sağlıklı Yaşam Yolculuğu” projesinin çok kısa sürede geniş bir kitleye yayıldığını ifade eden Aytaç, “Projemizi hayata geçirdiğimiz Nisan 2018 tarihinden yılsonuna, çok kısa bir sürede 1,3 milyon müşterimizde sağlıklı yaşam ve dengeli beslenme farkındalığı yarattık. Bu müşterilerimizin yüzde 51’i kendilerine özel sunulan önerilerden faydalandı. Böylece, beslenmelerinde eksik kalan gıdalara yönelik davranış değişikliği gösterdiler. Kullanım sonuçlarına göre, bir kere bu hizmetten faydalanan müşterilerimizin, sürekli sisteme girerek takip ettikleri gördük” dedi.

“Toplum sağlığına hizmet, küresel taahhüdümüz”

Demir Aytaç, dünyanın önde gelen perakende ve üretici firmalarının çatı kuruluşu olan Consumer Goods Forum’un (CGF – Tüketici Ürünleri Forumu) sürdürülebilirlik alanında global hedeflerinin belirlenmesinde Migros’un aktif rol oynadığını ifade etti. Aytaç, “Tüm CGF üyesi şirketler olarak, toplum sağlığına yönelik çalışmaların taahhüdünü verdik. Migros da bu taahhütler kapsamında çalışmalarını hızlandırdı” dedi.

Aytaç, daha fazla kişiye ulaşmak için hem mağazaları hem de mobil kanalları birlikte kullandıkları belirtti. Üretici firmaların desteğiyle Türkiye çapında 14 ildeki 26 Migros mağazasında ‘Migros Sağlıklı Yaşam Yolculuğu’ alanları kurarak projeyi desteklediklerini ve dönem dönem bu çalışmaları sürdüreceklerini ifade etti. Aytaç, “Proje başlangıcında öncelikli olarak çalışanlarımıza farkındalık eğitimi verdik ve deneme süreçlerini kendi içimizde tamamladık. Bu sayede çalışanlarımız konuyu sahiplenerek gönüllü ‘sağlıklı yaşam’ elçilerimiz oldu. 20 noktadaki mağazalarımızda kişisel ve mesleki eğitimler verdiğimiz ‘Aile Kulüpleri’mizi projeye entegre ettik. 160.000’den fazla çocuğa iyi yaşam ve bilinçli alışveriş eğitimleri verdiğimiz ‘Migros ile Sağlıklı Büyüyorum’ mağaza turlarımızı da dahil ettik. Ayrıca, Mayıs ayında Migros Yaşam Festivali düzenledik. Burada sağlıklı ve iyi yaşam konusunu, üretici firmalarımız ve müşterilerimizle birlikte iki gün süresince, çeşitli etkinlik, söyleşi ve gösterilerle ele aldık. 2018 sonunda ise mağazalarımızda ağız ve diş sağlığına yönelik uzmanlar eşliğinde farkındalık çalışmaları gerçekleştirerek bu mesajları Migros Mobil üzerinden daha geniş kitlelere ulaştırdık. Böylece Sağlıklı Yaşam Yolculuğu projemizin kapsamını genişlettik” dedi.

Türkiye’ye ‘Grand Stevie’yi kazandıran ilk ve tek marka Migros’a ‘Sağlıklı Yaşam Yolculuğu” ile 2 Stevie daha

Hayata geçirdiği proje ve çalışmalarıyla dünyanın en başarılı kurumlarını ödüllendiren Stevie Awards’un Grand Stevie ödülünü ilk kez Türkiye’ye kazandıran Migros, ‘Sağlıklı Yaşam Yolculuğu’ projesi ile 2 Stevie ödülünün daha sahibi oldu. Migros, Stevie Awards Satış ve Müşteri Hizmetleri ödüllerinde “Müşteri Hizmetlerinde İnovasyon” ve “Yılın Fark Yaratan Satış Uygulaması” kategorileride aldığı ödüllerle, şimdiye kadar kazandığı Stevie ödül sayısını 22’ye yükseltti. Las Vegas’ta düzenlenen törende Migros’un ödülünü Kurumsal İletişim Direktörü Ahu Başkut Alyanak ile birlikte aldıklarını belirten Aytaç, şunları söyledi:

“Perakende sektörü yeni bir çağa adım attı. Satış odaklı yaklaşım yerini değer odaklılığa bıraktı. Müşterilere fiziksel, duygusal ve sosyal değer yaratan hizmetler önem kazandı. Değişen dünya düzeninde zaman artık daha hızlı akıyor ve yakalamak güçleşiyor. Bu nedenle, tüketiciler kendileri için özel olarak düşünülerek kendilerine hazır olarak sunulan ve doğrudan fayda gördükleri kampanya ve hizmetlere daha fazla bağlılık gösteriyor. Bu doğrultuda, toplumsal ihtiyaçlardan yola çıkan proje ve kampanyaların iş sonuçlarındaki geri dönüşü de o kadar hızlı oluyor. Sağlıklı Yaşam Yolculuğu projemizi bu bakış açısıyla hayata geçirdik ve çok kısa sürede olumlu geri dönüş aldık. Doğru yolda olduğumuzu dünyada gördüğümüz ilgi ve aldığımız bu ödül ile bir kez daha gördük.”

“Hedefimiz, dünya perakendesini şaşırtacak, onlara örnek olacak çalışmalara devam etmek”

Sağlıklı yaşamı teşvik eden çalışmalarının gördüğü ilgiden memnun olduklarını belirten Demir Aytaç, “Sağlıklı yaşam projeleri üretmeye devam etmemiz konusunda devamlı olarak talepler alıyoruz. Bu uygulamamız, geleceğin perakendesinin tartışıldığı uluslararası platformlarda da büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Türkiye’nin yeni nesil perakendede bayrağı bir etap ileriye taşıdığını, perakendenin gitmeye çalıştığı noktaya örnek bir proje olduğunu dünyanın önde gelen perakendecileri ifade ediyor. Hedefimiz, dünya perakendesini şaşırtacak, onlara örnek olacak çalışmaları hayata geçirmeye devam etmek, müşterilerimizin hayatına değer katmak olacak” dedi.

Dünyanın ilk sesli içerik platformu “Yodiviki” global marka olmaya aday

Türkiye, ürettiği fark yaratan girişimlerle gündem olmaya, Avrupa ve Körfez ülkelerinin dikkatini çekmeye devam ediyor. Türkiye’nin ilk sesli içerik platformu Yodiviki de bunlardan biri. Yodiviki sahip olduğu güçlü teknolojik altyapısı ve iş modeliyle de dikkat çekiyor. Yodiviki,  iş fikri, güçlü yazılımı, CRM ve telif yönetim altyapısı ve esnek prodüksiyon gücüyle yabancı yatırımcının odak noktası haline geldi.  Birçok yatırımcı ile görüşmeler yapan Yodiviki Ortakları, “En doğru partneri bulmak için son derece titiz davranıyoruz. Büyüme yolculuğumuzda bizi destekleyecek, vizyon sahibi yatırımcılar ile buluşmak istiyoruz. Markayı dünyaya açma hedefimize ortak olacak uzun yol arkadaşları arıyoruz. Bu vizyonla hareket eden markaların geleceği de bir o kadar parlak olacak. Kısa vadeli kazanç getiren yerel girişimler yerine bizim gibi fikir ve vizyon odaklı global girişimler artacak, bu gelişime birlikte şahit olacağız” diyor.

Türkiye’nin ilk sesli içerik platformu Yodiviki, dünyaya açılmaya hazırlanıyor. Değişen ara yüzü ve genişleyen içerik yapısıyla Eylül ayında yeni versiyonunu yayınlayan Yodiviki, zengin ve eğlenceli içeriğinin yanı sıra kuralları değiştiren telif modeliyle de dikkat çekiyor.  Akıllı telefon ve tabletlerden erişilen Yodiviki’nin Android versiyonu Google Playstore’da, iOS versiyonu ise Apple Store’da  yerini aldı.

Öncelikli hedefimiz; Türkçe içerikleri farklı dillerde dünyaya açmak

“Tüm dünyada 88 milyonun üzerinde kişinin Türkçe konuşması, Türkçe’yi dünyada en çok konuşulan dillerden biri yapıyor. Yodiviki’de mevcut içerikler Türkçe eserlerden oluşuyor ” diyen Yodiviki Kurucu Ortağı Göksenin Göksel,Zaman içinde öncelikle İngilizce, Almanca, Rusça, İspanyolca olmak üzere diğer dillerde de içeriklere yer vereceğiz. Yodiviki’nin temel hedeflerinden biri bu coğrafyada üretilmiş Türkçe yazılı kültür ürünlerini farklı dillerde seslendirerek tüm dünyaya açmak olacak. Bu ihtiyacı, uzmanlık alanımız olan ‘sesli içerik üretim gücü’ ile birleştiren, son derece dinamik bir yayın politikası izliyoruz” diyor.

“Dünyada benzeri olmayan” bir model geliştirdik

Her geçen gün daralan ve bize yetmeyen zamanı, teknolojiyi doğru ve yerinde kullanarak genişletmenin mümkün olduğunu kanıtlayan Yodiviki,  takipçilerine zamandan ve mekandan bağımsız katma değer sunan yeni bir platform.Projede Anne-Baba-Çocuk, İş Dünyası, Sivil Toplum, Kişisel Gelişim, Sağlıklı Yaşam, Edebiyat, Sanat, Mesleki Gelişim gibi ana kategoriler altında yüzlerce ilgi çekici işitsel  eser yer alıyor. Uygulama, eser sahiplerine sunduğu şeffaf telif takip sistemi ve kurumlara sunduğu CRM altyapısıyla rakipsiz olduğu gibi  başka hiçbir yerde olmayan “Yodiviki Özel Sesli İçerikleri” ile de dikkat çekiyor. Son kullanıcıya yönelik içerik sunan Yodiviki, ayrıca büyük holdingler ve köklü markalara özel kurumsal projeler de geliştiriyor.

Yodiviki’de Neler Var?

Yodiviki Kurucu Ortağı Göksenin Göksel, hayatın her geçen gün hızlanan temposu içinde sesin artan önemine vurgu yapıyor. Birçok işi ard arda hatta bazen aynı anda yaptığımız günümüz koşullarında sesli içerik kişilere “gözlerini ve ellerini özgür bırakan bir dinleme deneyimi” sunarak farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Yodiviki sesli içerik platformunda dünyada ve Türkiye’de giderek yükselen “Sesli Kitap” ve “Podcast” gibi sesli içerik türlerinin yanısıra sadece Yodiviki’den dinlenebilen ‘özel yapımlar’ ile seminer, konferans gibi etkinlerin ses kayıtları yer alıyor.  

İçeriklere ücretli ve ücretsiz stream, tekil satın alma ve kiralama modelleriyle erişilebiliyor.

Yodiviki, içerikleri keyifle, sıkılmadan dinlenebilecek bir formatta üretiyor ve web, mobil uygulamalar, araç içi eğlence sistemleri, Smart TV’ler gibi pek çok kanaldan kullanıcılara sunuyor.

Platform trafikte, seyahatte, sporda, tatilde sesli içerik dinleyerek zamanını daha verimli geçirmek isteyenlerin ihtiyaçları için tasarlanıp hayata geçirildi. Bu yüzden yapımlar en fazla 20 dakika uzunlukta.

Yodiviki’de kısa öyküden reklamcılığa, kişisel gelişimden astrolojiye, bebek bakımından mizaha, aile eğitiminden ekolojiye çok farklı kategoride sesli içerik var ve bu sayı her gün artıyor.

Göksel; “Yodiviki’yi sesli kitap değil, sesli içerik platformu olarak tanımladık çünkü “sesli içerik”, sesli kitapları da barındıran daha büyük bir evren. Yodiviki’de başka hiçbir yerde olmayacak ve özellikle dinlenmek üzere tasarlanıp üretilmiş sesli içerikler var. Her şeyi sesli hale getirebildiğimiz bir sistem geliştirdik” diyen Göksel, sözlerine şöyle devam etti: “Hatta içeriğinin edebiyat türünde de olması şart değil. Araba kullanım kılavuzundan akademik makalelere, tiyatro oyunundan çizgi romana, radyo programından uzmanların hazırladığı seminerlere kadar her türde içeriğe açığız. Bizim işimiz dijital mecraya özel, özgün sesli içerik üretmek. Örneğin; çizgi romanlardan “radyo tiyatrosu” yapabiliyoruz” diyor.

“Eser sahibi, çevirmen ve seslendirme sanatçıları telif gelirlerini online takip edebiliyor. Dünya üzerinde benzer başka hiçbir platformda yok”

Yodiviki’nin dijital yayıncılık alanında birçok ilk’e aynı anda imza attığına dikkat çeken Yodiviki Kurucu Ortağı Göksenin GÖKSEL “Bunlardan ilki ve en önemlisi eser sahiplerinin  sistemden doğan teliflerini anlık ve şeffaf biçimde görebilecekleri teknolojik altyapımız. Buna göre yazar, çevirmen ya da seslendirme sanatçılarımız bizim platformumuzda hak sahibi oldukları eserlerin telif gelirlerini online olarak doğrudan takip edebiliyorlar. Telif ödemelerini de doğrudan eser sahibine yapıyoruz. Bu dünya üzerinde benzer başka hiçbir platformda yok” diyor. Göksel “Ayrıca lisans sözleşmelerimiz tüm hak sahipleri için standart. Tek taraflı bir “hak alma” üzerine değil, “paylaşma” esası üzerine kurulu. “Adil paylaşım” bizim için çok önemli bir etik değer“ dedi.

İçerik seçimi ve üretiminde profesyonel bir kadro görev alıyor

İçerik seçimi, hem dijital yayıncılığı hem de sesli içerik üretim süreçlerini bilen “Yodiviki içerik editörleri” tarafından titizlikle yapılıyor. Kriter testinden geçen tüm içerikler; türü ne olursa olsun, en fazla 20 dakika uzunlukta hazırlanıyor. Daha uzun eserler 20’şer dakikalık parçalara bölünüyor.

Dinlemenin, kişi ve toplumların birbirini anlaması için gerekli olan en önemli unsur olduğuna vurgu yapan Göksel, “Her geçen gün daralan bize yetmeyen zamanı teknolojiyi doğru ve yerinde kullanarak genişletmek elimizde. Yodiviki zamanı verimli kullanmamızı sağlayan ve  bize katma değer sunan yeni bir platform.

Bingo Oksijen Serisi reklamlarıyla ezber bozmaya devam ediyor

Klorsuz formülü ve “Nefes Aldıran Hijyen” sloganıyla, yılın en inovatif ürünü seçilen Bingo Oksijen’in, Zahide Yetiş’le işbirliği yeni kampanya döneminde de sürüyor. “Bingo Oksijen Ezber Bozmaya devam ediyor” söylemiyle hazırlanan kampanyada, Zahide Yetiş ev hanımlarını temizlikte doğru bildikleri yanlışlar konusunda bilinçlendiriyor.

Zahide Yetiş, kampanyanın yeni iki reklam filminde farklı yaş gruplarından, iki ev hanımını ziyaret ediyor. İlk reklam filminde, klorlu çamaşır suları kireci tamamen temizliyor mu sorusunun cevabı boya testi ile gösterilirken, Bingo Oksijen’in kirece karşı Türkiye’nin en güçlü çamaşır suyu olduğu vurgulanıyor.

İkinci reklam filmi ise, annelerin klorlu çamaşır suyu ile temizlenen ortamda çocuklarının bulunmasından dolayı oluşan endişelerini konu alıyor. Bingo Oksijen’in klorsuz oksijenli formülü sayesinde, bir çiçeğe bile zarar vermediği gösterimi ile annelerin artık içi rahat.  Kadınlar, Bingo Oksijen’in “Nefes Aldıran Hijyen”iyle tanışmaya davet ediliyor. Çekimleri 2 günde tamamlanan filmlerin prodüksiyonu Short Cut tarafından gerçekleştirilirken, yönetmenliğini Burak Yıldırım üstlendi.

KÜNYE

Reklamveren: Bingo

Reklam Ajansı: TBWA\İstanbul

Reklamveren Global Marka Strateji Ekibi: Gülhan Eğilmez, Gülin Görünmez, Gülşah Alp Sackmann, Hazal Gülen

Reklamveren Ülke&Global Pazarlama Ekibi: Murat Bulut, Gülşah Luş Tellioğlu, Hakan Aysun

Reklamveren prodüktör: Balca Enşenol

CCO: İlkay Gürpınar

CD: Arkın Kahyaoğlu
Yaratıcı Grup Lideri: Esma Erdoğan

Yaratıcı Ekip: Ece Aktürk, Erdem Güler

Genel Müdür Yardımcısı: Ela Bilgisel

Marka Direktörü: Funda Eriş

Marka Yöneticisi: Yekta Elvin Öncel

Marka Temsilcisi: Ayça Demirbaş

Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı: Toygun Yılmazer

Strateji Direktörü: Ceren Şehitoğlu

Stratejik Planlamacı: Can Değerli

Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, Barış Tosun, Nevra Aydın

Prodüksiyon Şirketi: Shortcut

Yönetmen: Burak Yıldırım

Post Prodüksiyon: İmaj

Müzik Düzenleme: Onur Cumaoğlu

Medya Planlama Ajansı: Speed

Kullanılan Mecralar: TV, İnternet

https://www.youtube.com/watch?v=yheFVG9Vj6w
https://www.youtube.com/watch?v=Xw-m46QMII8