21 Nisan Pazartesi, 2025

15. MIXX Awards Türkiye: Dijitalin En İyileri Ödüllerine Kavuştu

Türkiye’nin dijital reklamcılık sahnesinde çığır açan projeler, 15. MIXX Awards Türkiye Ödül Töreni’nde sahiplerini buldu. İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB) tarafından Mandarin Otel’de düzenlenen bu prestijli etkinlik, sektörün önde gelen isimlerini bir araya getirerek yaratıcılık ve inovasyonun sınırlarını zorlayan kampanyaları kutladı. 45 kategoride 426 kampanya ve 764 başvuru arasından seçilen en başarılı çalışmalar, dijital dünyanın geleceğine ışık tuttu. Türk Hava Yolları’nın “Fly By Sign” kampanyası “Yılın En İyisi” ödülünü alırken, Genç MIXX kategorisi genç yeteneklerin potansiyelini gözler önüne serdi. Türkiye’de dijital pazarlamanın nabzını tutan bu tören, yapay zeka, artırılmış gerçeklik ve Web 3.0 gibi yeniliklerin sektördeki etkisini bir kez daha ortaya koydu. 

MIXX Awards Türkiye Dijitalin Gücünü Nasıl Yansıtıyor?

Bu yıl 15. kez düzenlenen MIXX Awards, Türkiye’nin dijital reklamcılıkta geldiği noktayı gözler önüne seren bir platform olarak dikkat çekiyor. Mandarin Otel’de gerçekleşen törende, 45 farklı kategoride değerlendirilen 426 kampanya, yaratıcılık, strateji ve teknoloji kullanımındaki başarılarıyla jüriyi etkiledi. Toplam 764 başvuru arasından seçilen 269 ödül, dijital pazarlamanın Türkiye’deki çeşitliliğini ve derinliğini ortaya koydu. IAB Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cüneyt Devrim’in vurguladığı gibi, bu etkinlik sadece geçmişin başarılarını kutlamakla yetinmiyor; aynı zamanda sektörü yapay zeka, sanal gerçeklik ve Web 3.0 gibi yeniliklerle geleceğe hazırlıyor. Türkiye’deki ajanslar ve markalar, bu ödüllerle hem yerel hem de küresel ölçekte fark yaratma potansiyellerini kanıtladı.

Öne Çıkan Kazananlar ve Kategoriler Neler Oldu?

Törenin en dikkat çeken anlarından biri, Türk Hava Yolları’nın “Fly By Sign” kampanyasının “Yılın En İyisi” ödülünü almasıydı. OMD ve ZZG Tech ile iş birliği içinde geliştirilen bu proje, yaratıcı yaklaşımı ve dijitalin gücünü etkili bir şekilde kullanmasıyla jüriden tam not aldı. Bunun yanı sıra, Genç MIXX kategorisi genç yeteneklere kapılarını açtı. Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) brief’i üzerine çalışan üniversite öğrencileri ve yeni mezunlar, Elif Öztürk, Eylül Polat, Serpil Yıldız ve Baran Saltaş gibi isimlerle Altın MIXX kazanarak sektöre umut verdi. 45 kategorinin yanı sıra sahibinden.com Özel Ödülü gibi ek ödüller de törenin çeşitliliğini artırdı. X platformunda bu kazananlarla ilgili yapılan paylaşımlar, Türkiye’de dijital pazarlamanın genç ve dinamik bir ruhla ilerlediğini gösteriyor.

Yılın En İyisi: Türk Hava Yolları’ndan Fly By Sign

Gecenin en prestijli ödülü olan Yılın En İyisi, Türk Hava Yolları’nın Fly By Sign kampanyasıyla Türk Hava Yolları, OMD ve ZZG Tech’e verildi. Kampanya, yenilikçi yaklaşımı ve güçlü etkisiyle jürinin beğenisini topladı.

Genç MIXX’te Yeni Yetenekler Sahne Aldı

Geçen yıl başlatılan Genç MIXX kategorisi, Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) brief’i etrafında şekillendi. Üniversite öğrencileri ve yeni mezunların projeleri arasında Elif Öztürk, Eylül Polat, Serpil Yıldız ve Baran Saltaş Altın MIXX, Alişan Etli, Tuğrulbey Koç ve Sude Taşpınar Gümüş MIXX, Huri Ebru Kılıç ise Bronz MIXX ödüllerini kazandı. Gençlerin cesur projeleri, sektörün geleceğine dair umut verdi.

Türkiye’de Dijital Pazarlamanın Geleceği Nasıl Şekilleniyor?

MIXX Awards, Türkiye’deki dijital pazarlama sektörünün sadece bugünkü başarılarını değil, yarınını da temsil ediyor. Dr. Cüneyt Devrim’in konuşmasında belirttiği gibi, yapay zeka ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler, reklamcılıkta yeni ufuklar açıyor. Örneğin, bir Türk markası, Web 3.0 tabanlı bir kampanya ile tüketicilere sanal bir deneyim sunabilir veya bir ajans, AI destekli içerik üretimiyle daha kişiselleştirilmiş stratejiler geliştirebilir. Bu törende ödüllendirilen projeler, dijitalin gücünü kullanarak markaların tüketicilerle daha derin bağlar kurabileceğini kanıtlıyor. Türkiye’deki pazarlama profesyonelleri, bu yenilikleri benimseyerek hem yerel pazarda hem de uluslararası arenada rekabet avantajı elde edebilir. Bu ödüller, sektörün geleceğine dair umut verici bir tablo çiziyor ve inovasyonun sınırlarını zorlamaya devam ediyor.

Güçlü Sponsor ve Tanıtım Desteği

Tören, sektörün önde gelen markalarının katkılarıyla gerçekleşti. sahibinden.com Platin Sponsor, Sözcü.com.tr Lider Sponsor, Arçelik Teknoloji Sponsoru, TVekstra İnovasyon Sponsoru, Eti Mutluluk Sponsoru ve Sanipak Temiz ve Sağlıklı Yaşam Sponsoru olarak yer aldı. KızlarSoruyor, Mediazone, Nabulu ve Tooplay Kategori Sponsorları arasında bulunurken, Admatic, Bayer, Boosmart, Demirören Medya, Forward, Genart by Aleph, GroupM, Havas, Humble, Hype, Neodigital, Nkolay, NTV, Portuma, Superfresh, TikTok ve Unilever Protokol Sponsorları olarak destek verdi. Marcom Türkiye, tanıtım partneri olarak etkinliğe güçlü destek vererek dijital pazarlamanın en iyilerinin geniş kitlelere ulaşmasına katkı sağladı. Tanıtım çalışmalarında Karbonat ile iş birliği yapılırken, Karnaval Dijital Ses Partneri olarak gecenin enerjisine renk kattı.

Merak Edilenler ve Yanıtları

  • MIXX Awards Türkiye neden önemli?
    Dijital pazarlamanın en iyi örneklerini ödüllendirerek sektöre ilham veriyor ve geleceğe yön çiziyor.
  • Hangi kampanya “Yılın En İyisi” oldu?
    Türk Hava Yolları’nın “Fly By Sign” kampanyası, yaratıcılığı ve etkisiyle bu unvanı kazandı.
  • Genç MIXX kategorisi neyi amaçlıyor?
    Genç yetenekleri sektöre kazandırmak ve onların yenilikçi fikirlerini öne çıkarmak hedefleniyor.
  • Bu ödüller sektöre nasıl bir katkı sağlıyor?
    İnovasyonu teşvik ederek Türkiye’deki dijital reklamcılığı küresel standartlara taşıyor.
-Reklam-

Trump Tarifelerinin Yarattığı Kaos Türkiye’deki CMO’ları Nasıl Etkiliyor?

ABD Başkanı Donald Trump’ın Nisan 2025’te devreye aldığı geniş kapsamlı tarifeler, küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açarken, Türkiye’deki pazarlama liderleri (CMO’lar) için de bütçe ve strateji planlamasını zorlaştırıyor. Bu ani ticaret politikası değişimi, ithalat maliyetlerini artırarak şirketlerin pazarlama harcamalarını yeniden değerlendirmesine neden oluyor. Türkiye’de faaliyet gösteren markalar, hem yerel hem de uluslararası operasyonlarında bu belirsizlikle nasıl başa çıkacak? Uzmanlar, CMO’ların bu kaotik ortamda çevik kalmaları gerektiğini, bazı planları rafa kaldırarak yeni fırsatları değerlendirmeleri gerektiğini savunuyor. Örneğin, otomotiv sektöründe Ford’un hızlı indirim hamlesi, bu tür bir esnekliğin ilk sinyallerini veriyor. Türkiye’deki CMO’lar, bu tür ani değişimlere karşı proaktif bir duruş sergileyerek hem bütçelerini koruyabilir hem de rekabette avantaj sağlayabilir. Peki, bu yeni ekonomik gerçeklik, Türkiye’deki pazarlama stratejilerini nasıl şekillendirecek ve markalar bu fırtınayı nasıl bir fırsata çevirebilir?

Trump Tarifeleri Türkiye’deki Pazarlama Bütçelerini Neden Tehdit Ediyor?

Trump’ın %25’lik ithalat tarifeleri, Türkiye gibi dışa bağımlı ekonomiler için ciddi bir maliyet artışı anlamına geliyor. Özellikle otomotiv, teknoloji ve tekstil gibi sektörlerde faaliyet gösteren markalar, ithal hammaddelerdeki fiyat yükselişleriyle karşı karşıya. Bu durum, pazarlama bütçelerini doğrudan etkiliyor; çünkü artan üretim maliyetleri, reklam harcamalarından kesintiye gidilmesine neden olabilir. Gartner analisti Ewan McIntyre’a göre, CMO’ların bu dönemde 2020 pandemi krizinde olduğu gibi mali trade-off’ları doğru yönetmesi gerekiyor. Türkiye’de bir teknoloji markası, örneğin, yeni bir ürün lansmanı için ayırdığı dijital reklam bütçesini kısmak zorunda kalabilir. Ancak bu kaos, aynı zamanda yerel üretime yönelen markalar için bir fırsat penceresi açıyor. X platformunda bu konuda yapılan paylaşımlar, Türkiye’deki pazarlamacıların maliyet artışlarına karşı hem endişeli hem de yaratıcı çözümler arayışında olduğunu gösteriyor.

Türkiye’deki CMO’lar Bu Belirsizlikte Nasıl Çevik Kalabilir?

Türkiye’deki pazarlama liderleri, bu tür bir ekonomik belirsizlikte uzun vadeli planları gözden geçirerek daha esnek stratejilere yönelebilir. Örneğin, bir perakende markası, ithal ürün kampanyalarını askıya alıp yerel tedarikçilere odaklanan bir “yerli üretim” mesajı geliştirebilir. Uzmanlar, CMO’ların organizasyonel çevikliklerini artırarak rakiplerinin geride kaldığı bu kaotik ortamda öne çıkabileceğini belirtiyor. Ford’un “From America, For America” kampanyası gibi hızlı tepki veren hamleler, Türkiye’de de ilham kaynağı olabilir; bir Türk otomotiv markası, benzer bir “Made in Türkiye” vurgusuyla tüketicilerin ilgisini çekebilir. Ayrıca, dijital pazarlama kanallarını daha etkin kullanmak, bütçe kısıtlamalarına rağmen hedef kitleye ulaşmada kritik bir rol oynayabilir. Bu süreçte, CMO’ların hem maliyetleri kontrol altında tutması hem de marka değerini koruması gerekiyor.

Pazarlama Stratejilerinde Yeni Fırsatlar Doğuyor mu?

Trump tarifelerinin yarattığı bu kaos, Türkiye’deki markalar için beklenmedik fırsatlar da sunuyor. İthalat maliyetlerinin artması, yerel üretimi teşvik ederken, CMO’lar bu değişimi bir hikaye anlatımıyla avantaja çevirebilir. Bir moda markası, “sürdürülebilir yerel moda” temalı bir kampanya ile hem maliyet avantajı sağlayabilir hem de çevre bilincine sahip tüketicileri hedefleyebilir. Aynı zamanda, bu dönemde dijital dönüşüm hızlanabilir; çünkü fiziksel mağaza harcamaları yerine online kanallara yatırım yapmak daha ekonomik bir seçenek haline geliyor. Türkiye’deki pazarlama ekipleri, bu tür yenilikçi yaklaşımlarla hem bütçelerini optimize edebilir hem de rekabette fark yaratabilir. Önemli olan, bu kaotik dönemi bir tehdit değil, bir sıçrama tahtası olarak görmek.

Merak Edilenler ve Yanıtları

  • Tarifeler pazarlama bütçelerini nasıl etkiler?
    İthalat maliyetleri artarken, reklam ve kampanya harcamaları kısıtlanabilir; bu da stratejilerin yeniden şekillenmesini gerektirir.
  • Türkiye’deki CMO’lar ne yapmalı?
    Esnek planlar geliştirip, yerel üretime odaklanarak maliyetleri dengeleyebilir ve dijital kanalları güçlendirebilirler.
  • Bu kaos fırsat yaratır mı?
    Evet, yerel üretim ve sürdürülebilirlik temalı kampanyalar, markalara rekabet avantajı sağlayabilir.
  • Hangi sektörler daha çok etkilenir?
    Otomotiv, teknoloji ve tekstil gibi ithalata bağımlı sektörler, bu değişimden en çok etkilenecek alanlar arasında.
-Reklam-

OpenAI’nın Yeni Görsel Üreticisi Türkiye’de Reklam Yaratıcılığını Dönüştürebilir mi?

OpenAI’nın en gelişmiş görsel üreticisi, reklam sektöründe heyecan ve tartışma yaratıyor. Basit metin komutlarıyla çarpıcı görseller oluşturan bu teknoloji, Türkiye’deki yaratıcı ekiplerin iş yapış şekillerini değiştirebilir. Kimileri bu yeniliği bir devrim olarak görürken, kimileri ise etik ve özgünlük kaygıları taşıyor. Peki, bu araç Türkiye’deki reklam ajansları ve markalar için bir fırsat mı, yoksa bir tehdit mi? Reklamcılığın geleceği, yapay zekanın bu yeni hamlesiyle nasıl şekillenecek?

OpenAI’nın Görsel Üreticisi Neler Sunuyor?

Bu yeni araç, metin tabanlı komutlarla yüksek kaliteli görseller üreterek yaratıcı süreci hızlandırıyor. Türkiye’de bir moda markası, yeni kampanyası için saniyeler içinde göz alıcı bir afiş tasarlayabilir veya bir teknoloji şirketi, ürün lansmanı için dikkat çekici görseller oluşturabilir. OpenAI, bu teknolojinin reklam dünyasında zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabileceğini iddia ediyor. Ancak, uzmanlar bu yeniliğin yalnızca bir başlangıç olduğunu ve insan yaratıcılığıyla birleştiğinde gerçek potansiyelini ortaya koyabileceğini vurguluyor.

Türkiye’deki Reklam Sektörü Bu Yeniliğe Nasıl Bakıyor?

Türkiye’deki reklam profesyonelleri, bu teknolojinin hem avantajlarını hem de risklerini tartışıyor. Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, bazı ajansların bu aracı test etmeye başladığını ve ilk sonuçların etkileyici olduğunu gösteriyor. Öte yandan, telif hakkı ve özgünlük endişeleri de gündemde. Örneğin, bir sanatçının tarzını taklit eden görseller, etik sınırları zorlayabilir. Türkiye’deki ajanslar, bu aracı bir yardımcı olarak mı kullanacak, yoksa tamamen teslim mi olacak? Bu soru, sektörün geleceğini belirleyecek gibi görünüyor.

Yaratıcılıkta İnsan ve Makine Dengesi Nasıl Kurulacak?

Reklam dünyasında teknolojinin yükselişi, insan yaratıcılığının yerini alacağı korkusunu da beraberinde getiriyor. Ancak, bu yeni görsel üreticinin asıl gücü, doğru yönlendirmelerle ortaya çıkıyor. Türkiye’de bir kreatif direktör, bu aracı fikir aşamasında hızlı prototipler üretmek için kullanabilir ve ardından insan dokunuşuyla özgün bir kampanya geliştirebilir. Uzmanlar, yapay zekanın bir rakip değil, bir ortak olarak görülmesi gerektiğini savunuyor. Bu denge, Türkiye’deki markaların küresel rekabette öne çıkmasını sağlayabilir.

Merak Edilenler ve Yanıtları

  • Bu teknoloji reklam üretimini nasıl hızlandırır?
    Basit komutlarla dakikalar içinde görseller üreterek, uzun tasarım süreçlerini kısaltabilir.
  • Türkiye’deki ajanslar bu aracı nasıl kullanabilir?
    Kampanya görselleri, sosyal medya içerikleri veya prototip tasarımlar için hızlı çözümler sunabilir.
  • Telif hakkı konusunda ne gibi riskler var?
    Mevcut sanat eserlerini taklit etme potansiyeli, yasal ve etik tartışmaları beraberinde getirebilir.
  • İnsan yaratıcılığı bu yenilikten nasıl etkilenir?
    Doğru kullanıldığında destekleyici bir araç olabilir, ancak aşırı bağımlılık özgünlüğü tehdit edebilir.
-Reklam-

CMO’lar ve CEO’lar Arasındaki Uyum Türkiye’de Pazarlamayı Nasıl Güçlendirebilir?

Pazarlama liderleri (CMO’lar) ile CEO’lar arasındaki iş birliği, şirketlerin başarısında giderek daha belirleyici bir rol oynuyor. Yakın zamanda yayınlanan bir ankete göre, ABD’li CEO’lar, CMO’ların bireysel performansını takdir etse de, pazarlama departmanlarının genel etkisinden emin değil. Türkiye’de de bu dinamik, markaların stratejik hedeflere ulaşmasında kritik bir fırsat sunuyor. CMO’ların CEO’larla aynı vizyonu paylaşması, pazarlama ekiplerinin değerini artırabilir ve Türkiye’deki şirketlerin rekabet gücünü yükseltebilir. Peki, bu uyum nasıl sağlanır ve markalara neler kazandırır?

CEO’lar ve CMO’lar Arasında Neden Bir Kopukluk Var?

CEO’lar, pazarlama liderlerini bireysel olarak yüksek notlarla değerlendirirken, ekiplerinin genel performansına daha temkinli yaklaşıyor. Türkiye’de de bu durum, CMO’ların yaratıcı vizyonlarının iş sonuçlarına yeterince yansımadığı algısından kaynaklanabilir. Araştırmalar, CMO’ların görev sürelerinin diğer üst düzey yöneticilere kıyasla daha kısa olduğunu ve bu durumun CEO’lar tarafından yeterince fark edilmediğini ortaya koyuyor. Bu kopukluk, stratejik hedeflerin net bir şekilde paylaşılmaması ve pazarlamanın şirket içindeki etkisinin tam olarak anlaşılmamasından ileri gelebilir.

Türkiye’deki Pazarlama Liderleri Bu Uyumu Nasıl Sağlayabilir?

Türkiye’deki CMO’lar, CEO’larla daha güçlü bir bağ kurmak için hem veri odaklı hem de yaratıcı yaklaşımları bir araya getirebilir. Örneğin, bir perakende markası, CMO’nun liderliğinde veri analizine dayalı bir kampanya tasarlayarak hem müşteri memnuniyetini artırabilir hem de gelir hedeflerini destekleyebilir. Pazarlama liderlerinin cesur adımlar atması ve iş hedeflerini sahiplenmesi, belirsizlikten kurtulmalarını sağlayabilir.

Pazarlama Stratejilerinde Yeni Bir Dönem Başlıyor

Türkiye’de pazarlama sektörü, global trendlerle paralel bir dönüşüm yaşıyor. CEO’ların CMO’lardan daha yenilikçi ve risk alan kampanyalar beklediği bir dönemde, yerel markalar da bu beklentilere yanıt verebilir. Bir teknoloji şirketi, CMO’nun önerdiği yenilikçi bir lansmanla pazarda fark yaratabilir. Bu iş birliği, yalnızca kısa vadeli başarı değil, aynı zamanda uzun vadeli marka sadakati ve şirket büyümesi getirebilir. Pazarlama liderleri, CEO’ların stratejik önceliklerini içselleştirerek, bu yeni dönemi Türkiye’de şekillendirebilir.

Merak Edilenler ve Yanıtları

  • CEO’lar neden CMO’ların performansından şüphe duyuyor?
    Pazarlama ekiplerinin iş sonuçlarına katkısı net bir şekilde ölçülemediğinde, CEO’lar genel performansı sorgulayabiliyor.
  • Türkiye’deki CMO’lar bu algıyı nasıl değiştirebilir?
    Veri odaklı raporlar ve stratejik hedeflerle uyumlu kampanyalar geliştirerek CEO’ların güvenini kazanabilirler.
  • Yumuşak beceriler neden bu kadar önemli?
    İş birliği, iletişim ve liderlik gibi beceriler, pazarlama vizyonunu şirket geneline yaymada kritik rol oynuyor.
  • Bu uyum markalara ne kazandırır?
    Daha hızlı karar alma, etkili kampanyalar ve uzun vadeli büyüme gibi avantajlar sağlar.
-Reklam-

HPE ve NVIDIA’dan Kurumsal Yapay Zeka Devrimi: Üretken Yapay Zeka Çözümleri Tanıtıldı!

Yapay Zekada Yeni Dönem: HPE ve NVIDIA Güçlerini Birleştirerek İşletmelere Özel Çözümler Sunuyor

Hewlett Packard Enterprise (HPE) ve NVIDIA, kurumsal yapay zeka (AI) alanında çığır açan bir işbirliğine imza attı. İki teknoloji devi, “NVIDIA AI Computing by HPE” çatısı altında, üretken yapay zeka, yapay zeka ajanları ve fiziksel yapay zeka modellerini kullanan işletmeler için özel olarak tasarlanmış yeni çözümlerini duyurdu. Bu çözümler, yapay zeka modellerinin eğitimi, ince ayarı ve çıkarımı süreçlerini hızlandırırken, performans, güvenlik ve güç verimliliğini de artırıyor.

HPE Private Cloud AI: İşletmeler İçin Anahtar Teslim Yapay Zeka Çözümü

HPE ve NVIDIA işbirliğinin en dikkat çekici ürünlerinden biri, HPE Private Cloud AI. Bu tam kapsamlı, anahtar teslim çözüm, her ölçekteki işletmenin yapay zeka modellerini kendi özel bulut ortamlarında güvenle ve verimli bir şekilde kullanmalarını sağlıyor. NVIDIA AI Data Platform’u temel alan HPE Private Cloud AI, NVIDIA’nın hızlandırılmış hesaplama, ağ, yapay zeka yazılımı ve kurumsal depolama teknolojilerinden güç alıyor.

HPE Private Cloud AI’ın Öne Çıkan Özellikleri

  • HPE Private Cloud AI Geliştirici Sistemi: Yapay zeka test ve geliştirme ortamı sunan bu sistem, NVIDIA GPU’lar, entegre kontrol düğümü, yapay zeka yazılımı ve 32TB depolama alanı içeriyor.

  • HPE Data Fabric: Hibrit bulut ortamlarında optimize edilmiş, yüksek kaliteli verilerle yapay zeka modellerini besleyen birleşik veri katmanı.

  • NVIDIA AI-Q Blueprints ve NVIDIA Llama Nemotron Modelleri: NVIDIA NIM mikro hizmetleri ile birlikte, hızlı ve kolay yapay zeka uygulaması dağıtımı.

  • Önceden Doğrulanmış NVIDIA Blueprint’leri: Multimodal PDF Veri Çıkarma ve Dijital İkizler gibi karmaşık yapay zeka iş yüklerini basitleştiren çözümler.

HPE OpsRamp ile Yapay Zekaya Özel Gözlemlenebilirlik ve Yönetim

HPE OpsRamp’e eklenen yeni GPU optimizasyon yeteneği, büyük GPU kümelerinde çalışan yapay zeka iş yüklerinin performansını yönetmek için tam kapsamlı gözlemlenebilirlik sağlıyor. Bu özellik, hem HPE Private Cloud AI çözümünde hem de bağımsız bir yazılım olarak kullanılabiliyor. HPE ayrıca, hibrit ortamlarda yapay zeka iş yüklerini yönetmek, optimize etmek ve sorun gidermek için GPU yönetim yeteneklerini birleştiren “Day 2” yapay zeka operasyonel hizmetleri sunuyor.

Agentic AI (Yapay Zeka Ajanları) İçin Yeni Kullanım Örnekleri ve Hizmetler

  • Deloitte Zora AI™ ve HPE Private Cloud AI Entegrasyonu: Finansal analiz, senaryo modelleme, rekabet ve pazar analizi gibi alanlarda kullanılacak agentic AI platformu.

  • CrewAI, Unleash AI Programına Katıldı: İşletmelerin ekipler arasında verimliliği artırmak için agentic AI çözümleri oluşturmasını sağlayan platform, HPE Private Cloud AI ile entegre çalışacak.

  • HPE’den Agentic AI için Profesyonel Hizmetler: NVIDIA NIM mikroservisleri ve NVIDIA NeMo kullanılarak çeşitli iş süreçlerinde değer sağlamak için agentic AI modelleri oluşturma ve dağıtma hizmetleri.

NVIDIA’nın Blackwell ve Grace Blackwell Mimarisine Sahip Yeni HPE AI Sunucuları

NVIDIA AI Computing by HPE, NVIDIA Blackwell Ultra ve NVIDIA Blackwell platformları ile yapay zeka modeli eğitimi, ince ayarı ve çıkarımı için en yeni yapay zeka sunucularını duyurdu:

  • NVIDIA GB300 NVL72 by HPE: Trilyonlarca parametre modelini eğitebilen büyük yapay zeka kümeleri için sıvı soğutmalı sistem.

  • HPE ProLiant Compute XD Sunucuları: NVIDIA HGX B300 platformunu destekleyen, büyük yapay zeka modellerini eğitmek, ince ayar yapmak ve çalıştırmak için tasarlanmış sunucular.

  • NVIDIA GB200 Grace Blackwell NVL4 Superchip ile HPE ProLiant Compute DL384b Gen12: Bilimsel hesaplama, graf sinir ağı (GNN) eğitimi ve yapay zeka çıkarımı için yüksek performanslı sunucu.

  • NVIDIA RTX™ PRO 6000 Blackwell Server Edition ile HPE ProLiant Compute DL380a Gen12: Kurumsal yapay zeka çıkarımı ve görsel hesaplama iş yükleri için PCIe tabanlı veri merkezi çözümü.

HPE ProLiant Gen12 Sunucularında Tam Yaşam Döngüsü Güvenliği, Modüler Veri Merkezleri

HPE iLO, sunucu yaşam döngüsünün her aşamasını koruyan “silicon root of trust” teknolojisi sunuyor. Yeni HPE ProLiant Compute Gen12 portföyü, ürün yazılımı saldırılarına karşı koruma sağlayan “secure enclave” ile kurumsal güvenlik için yeni bir standart belirliyor. Ayrıca yapay zeka ve HPC iş yükleri için modüler, performansa göre optimize edilmiş, uygun maliyetli AI Mod POD veri merkezleri de duyuruldu.

Yapay Zeka Dönüşümünde HPE ve NVIDIA ile Geleceğe Hazır Olun!

HPE ve NVIDIA’nın bu kapsamlı işbirliği, işletmelerin yapay zeka dönüşümünü hızlandırmak ve rekabet avantajı elde etmek için ihtiyaç duydukları tüm araçları ve hizmetleri sunuyor. Bu yenilikçi çözümler, yapay zeka potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarmak isteyen her ölçekteki işletme için kaçırılmaması gereken bir fırsat!

SORU CEVAP BÖLÜMÜ

HPE Private Cloud AI Hakkında Merak Edilenler

Soru: HPE Private Cloud AI nedir?

Cevap: HPE Private Cloud AI, Hewlett Packard Enterprise (HPE) ve NVIDIA işbirliğiyle geliştirilen, işletmelerin yapay zeka (AI) modellerini kendi özel bulut ortamlarında güvenli, verimli ve ölçeklenebilir bir şekilde eğitmesine, ince ayar yapmasına ve kullanmasına olanak tanıyan, tam kapsamlı (full-stack), anahtar teslim bir çözümdür. Bu çözüm, NVIDIA’nın AI Data Platform’unu temel alır ve NVIDIA’nın hızlandırılmış hesaplama, ağ, yapay zeka yazılımı ve kurumsal depolama teknolojilerinden yararlanır. HPE Private Cloud AI, işletmelere self-servis bulut deneyimi sunarak yapay zeka projelerini hızlandırmalarına ve inovasyonu teşvik etmelerine yardımcı olur.

NVIDIA Blackwell Mimarisi: Yapay Zekada Yeni Bir Çağ

Soru: NVIDIA Blackwell nedir?

Cevap: NVIDIA Blackwell, NVIDIA’nın en yeni nesil grafik işlem birimi (GPU) mimarisidir. Yapay zeka, yüksek performanslı hesaplama (HPC) ve veri analitiği gibi yoğun iş yükleri için tasarlanmıştır. Blackwell mimarisi, önceki nesillere göre önemli ölçüde daha yüksek performans, enerji verimliliği ve ölçeklenebilirlik sunar. Özellikle trilyonlarca parametreye sahip büyük dil modelleri (LLM’ler) ve üretken yapay zeka uygulamaları için optimize edilmiştir. NVIDIA Blackwell, yeni nesil yapay zeka sunucularına güç vererek, işletmelerin daha karmaşık yapay zeka modellerini daha hızlı ve daha verimli bir şekilde eğitmesini ve kullanmasını sağlar.

Agentic AI: Yapay Zekanın Özerk Hali

Soru: Agentic AI (Yapay Zeka Ajanları) nedir?

Cevap: Agentic AI, ya da Türkçe adıyla yapay zeka ajanları, belirli görevleri otonom bir şekilde gerçekleştirebilen, kendi kendine karar verebilen ve çevresiyle etkileşim kurabilen yapay zeka sistemleridir. Bu ajanlar, önceden programlanmış kurallara göre hareket etmek yerine, kendi hedeflerine ulaşmak için öğrenme, planlama ve problem çözme yeteneklerini kullanırlar. Agentic AI, müşteri hizmetleri, finansal analiz, süreç otomasyonu, siber güvenlik ve robotik gibi birçok farklı alanda kullanılabilir. Örneğin, bir agentic AI müşteri hizmetleri temsilcisi, müşterilerin sorularını yanıtlayabilir, sorunları çözebilir ve hatta proaktif olarak önerilerde bulunabilir.

İşletmeler İçin Yapay Zeka: Kurumsal Çözümler

Soru: Kurumsal yapay zeka çözümleri nelerdir?

Cevap: Kurumsal yapay zeka çözümleri, işletmelerin verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek, müşteri deneyimini iyileştirmek, yeni gelir akışları oluşturmak ve rekabet avantajı elde etmek için yapay zeka teknolojilerini kullandığı çeşitli uygulama ve platformları kapsar. Bu çözümler şunları içerebilir:

  • Üretken Yapay Zeka (Generative AI): Yeni içerikler (metin, resim, video, kod vb.) oluşturabilen yapay zeka modelleri.

  • Doğal Dil İşleme (NLP): İnsan dilini anlayan ve işleyen yapay zeka sistemleri (örneğin, chatbotlar, metin analizi araçları).

  • Makine Öğrenimi (ML): Verilerden öğrenerek tahminler yapabilen veya kararlar alabilen yapay zeka algoritmaları.

  • Derin Öğrenme (DL): Büyük veri kümelerinden karmaşık örüntüleri tanıyabilen yapay sinir ağları.

  • Robotik Süreç Otomasyonu (RPA): Tekrarlayan görevleri otomatikleştiren yazılım robotları.

  • Tahmine Dayalı Analitik: Gelecekteki olayları tahmin etmek için verileri kullanan yapay zeka teknikleri.

  • Bilgisayarlı Görü (Computer Vision): Görüntüleri ve videoları analiz edebilen yapay zeka sistemleri.

  • Öneri motorları.

  • Dolandırıcılık tespiti.

  • Risk yönetimi.

Kurumsal yapay zeka çözümleri, bulut tabanlı platformlar, özel donanımlar veya hibrit yaklaşımlar aracılığıyla sunulabilir. HPE ve NVIDIA’nın sunduğu çözümler, bu alandaki en son gelişmeleri temsil etmektedir.

-Reklam-

Ekrem İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması Sonrası Sosyal Medyada Erişim Krizi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025 sabahı gözaltına alınmasının ardından Türkiye genelinde sosyal medya platformlarına erişimde ciddi sorunlar yaşandı. X (Twitter), Instagram, YouTube, TikTok, Facebook ve WhatsApp gibi platformlarda kullanıcılar bağlantı hataları, akış yenileme problemleri ve uzun süreli kesintilerle karşılaştı.

Gözaltı ve Erişim Sorunları Aynı Anda Patlak Verdi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 105 kişi hakkında gözaltı kararı alındı. Sabah saatlerinde İmamoğlu’nun evinde arama yapılırken, operasyonun duyurulmasıyla eş zamanlı olarak sosyal medya platformlarında erişim sorunları baş gösterdi. Kullanıcılar, X’te “Bir sorun oluştu, yeniden yüklemeyi dene” uyarısıyla karşılaşırken, Instagram ve YouTube’da hikayeler, gönderiler ve videoların yüklenmediği rapor edildi. WhatsApp’ta ise mesaj gönderiminde aksaklıklar yaşandı.

DownDetector verilerine göre, erişim problemleri sabah 06:00 itibarıyla yoğunlaşarak Türkiye genelinde hissedildi. İnternet özgürlüğü izleme platformu NetBlocks, sosyal medya platformlarına bant daraltma uygulandığını doğruladı. Yetkililerden henüz resmi bir açıklama gelmezken, bu durumun operasyonla bağlantılı olabileceği yönünde spekülasyonlar sürüyor.

Sektörden İlk Tepkiler

İletişim uzmanları, erişim sorunlarının zamanlamasının dikkat çekici olduğunu vurguladı. Reklam ve iletişim sektöründen isimler markaların sosyal medya stratejilerinin bu tür ani kesintilerden nasıl etkilenebileceğini tartışmaya başladı.

İletişim Dünyası İçin Ne Anlama Geliyor?

Sosyal medyanın hem bireyler hem de markalar için temel iletişim aracı olduğu bir dönemde, bu erişim krizi sektörde belirsizlik yarattı. Türkiye’de kullanıcıların günde ortalama 2 saat 44 dakika sosyal medyada geçirdiği düşünüldüğünde, kesintilerin etkisinin geniş çaplı olması kaçınılmaz. Markalar ve iletişim profesyonelleri, bu tür durumlara karşı daha esnek ve hızlı adapte olabilen stratejiler geliştirmenin önemini bir kez daha gündeme getirdi.

-Reklam-

Magnum Mini’nin “Ses Getiren Haz” Kampanyası Yayında!

Magnum, ikonik “crack” sesini merkeze alan yeni reklam filmiyle hazzı her an yaşanabilir kılmaya devam ediyor. Global kreatif ajans LOLA MullenLowe iş birliğiyle hayata geçirilen “Ses Getiren Haz” kampanyası, Magnum Mini’nin sunduğu eşsiz deneyimi eğlenceli hikayelerle tüketiciye ulaştırıyor.

Hazzın İkonik Sesi Her Yerde!

Dünyaca ünlü yönetmen Martin Werner’ın imzasını taşıyan reklam filmi, Magnum Mini’nin o tanıdık “crack” sesini farklı mekanlarda ve beklenmedik anlarda öne çıkarıyor. Huzurlu bir ev, sessiz bir kütüphane ya da hareketli bir bilardo masası… Film, her ortamda Magnum Mini’nin çikolata kaplamasının kırılırken çıkardığı sesle yarattığı etkiyi ustalıkla yansıtıyor. Dijital platformlar ve televizyon ekranlarında eş zamanlı olarak yayına giren kampanya, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’nın pek çok ülkesinde de izleyiciyle buluştu.

“Magnum Mini ile Her An Haz Dolu”

Unilever Türkiye Dondurma Kategorisi Pazarlama Direktörü İrem Şancı, kampanya hakkında şu açıklamayı yaptı: “Magnum’un imza niteliğindeki ‘crack’ sesi, bu kez izleyicileri şaşırtan ve içine çeken bir deneyimle karşımıza çıkıyor. Magnum Mini’nin her ortamda, her fırsatta sunduğu hazzı, eğlenceli ve akılda kalıcı bir akışla tüketicilere aktarmayı hedefledik.” Şancı’nın sözleri, kampanyanın hem yaratıcı hem de kapsayıcı bir yaklaşımla tasarlandığını ortaya koyuyor.

Sektörde Ses Getiren Bir Adım

Magnum Mini’nin “Ses Getiren Haz” kampanyası, markanın yenilikçi ruhunu bir kez daha gözler önüne seriyor. LOLA MullenLowe’un global vizyonu ve Martin Werner’ın yönetmenlik dehasıyla şekillenen film, Magnum’un duyusal marka algısını güçlendiriyor. Kampanyanın Türkiye ve Avrupa’da aynı anda yayına girmesi ise markanın uluslararası çapta tutarlı bir iletişim stratejisi izlediğini kanıtlıyor.

Reklam Filmi

Künye:

Müşteri: Unilever

Marka: Magnum

Kampanya: Crack

Global Marka Ekibi: Julien Barraux, Benjamin Curtis, Tugce Aksoy, Denise Verkaik- van Strien

Marka Pazarlama Direktörü: İrem Şancı

Marka Müdürü: Serkan Oğuz

Marka Müdür Yardımcısı: Feza Fulya Yalçın

Ajans: LOLA Mullenlowe (Madrid)

Kreatif Direktörler: Jorge Zacher, Dante Zamboni

Yönetmen: Martin Werner

Tasarım: Juan Sebastián Moreno

Kreatif Ekip: Ezequiel Scarpini, Josefina Mateo

Dijital Kreatif Ekip: Rodrigo Muñoz, Blanca López, Lara Ramirez

LOLA MullenLowe Genel Müdür: Tom Elliston

Müşteri Direktörü: María Victoria Rossetti

Prodüktörler: Jorge Saade, Dani Molina

Müzik Şirketi: Big Sync Music

Ana Yapımcı: Marcela Moracci

Sanat Yönetmeni: Mariano Legname García

-Reklam-

Hyundai Motor Türkiye’de Yeni Dönem: CEO’luk Koltuğuna YongJin Alex Kim Oturdu

Hyundai Motor Türkiye, üst yönetiminde önemli bir değişikliğe giderek CEO’luk görevine YongJin Alex Kim’i atadı. Marka bünyesinde 30 yıllık deneyime sahip olan Kim, 2021’den bu yana Türkiye operasyonlarını yöneten Sangsu Kim’den bayrağı devraldı. Sangsu Kim ise görev süresini tamamlayarak çalışmalarına Güney Kore’de devam edecek. 

YongJin Alex Kim Kimdir?

Güney Kore’deki Hanyang Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu olan YongJin Alex Kim, Hyundai markasında 30 yılı aşkın bir kariyere sahip. Daha önce Hyundai Motor Slovakya ve Hyundai Motor Çekya’da CEO olarak görev yapan Kim, 2020 yılında Hyundai Motor Avrupa’da İş Stratejisi Başkan Yardımcısı olarak atanmıştı. Son olarak Hyundai Motor Company’de Global Satış Başkan Yardımcısı pozisyonunda bulunan Kim, şimdi Hyundai Motor Türkiye’nin CEO’su olarak yeni bir sayfa açıyor. Kim’in liderlik deneyimi ve global vizyonu, markanın Türkiye’deki hedeflerini daha da ileriye taşıyacağının sinyallerini veriyor.

Sangsu Kim’den Bayrak Devri

2021 yılından beri Hyundai Motor Türkiye’nin CEO’luk koltuğunda oturan Sangsu Kim, Türkiye’de geçirdiği başarılı dönemin ardından görevini YongJin Alex Kim’e devretti. Sangsu Kim’in liderliğinde Hyundai, Türkiye pazarında güçlü bir büyüme ivmesi yakalamış ve markanın yerel etkisini artırmıştı. Kim, şimdi Güney Kore’ye dönerek Hyundai’nin global operasyonlarında yeni bir rol üstlenecek.

Hyundai Motor Türkiye’nin Sektördeki Gücü

1997 yılından bu yana Türkiye’de üç milyondan fazla araç üreten Hyundai Motor Türkiye, otomotiv sektöründe köklü bir yere sahip. İstihdam artışı, ihracat katkıları ve ülke ekonomisine sağladığı değerle öne çıkan marka, yeni CEO YongJin Alex Kim liderliğinde bu başarıyı sürdürmeyi hedefliyor. Kim’in global satış ve strateji alanındaki uzmanlığı, Hyundai’nin Türkiye’deki pazar payını daha da güçlendirebilir.

Sektörde Beklentiler Yüksek

Sektör profesyonellerinin yorumlara göre, YongJin Alex Kim’in atanması otomotiv sektöründe olumlu bir yankı uyandırdı. Uzmanlar, Kim’in uluslararası deneyiminin, Hyundai Motor Türkiye’nin yenilikçi projeler ve ihracat odaklı büyüme stratejileri için bir katalizör olabileceğini belirtiyor. Sangsu Kim döneminde sağlanan istikrarın, Alex Kim ile yeni bir ivme kazanması bekleniyor.

-Reklam-

Akbank, HumanX Konferansı’nda Etik Yapay Zekâ Vizyonunu Dünyayla Paylaştı

Türkiye bankacılık sektörünün dijitalleşme liderlerinden Akbank, “Sorumlu Yapay Zekâ Manifestosu” ile etik ve insan odaklı yapay zekâ kullanımında öncü bir adım attı. ABD’de düzenlenen ve dünyanın en prestijli yapay zekâ etkinliklerinden biri olan HumanX Konferansı’nda tanıtılan manifesto, Akbank’ın teknolojiyi toplumsal fayda, sürdürülebilirlik ve veri gizliliği gibi temel ilkelerle şekillendirme vizyonunu ortaya koydu. 
İnsan Odaklı Finansın Yeni Manifestosu

Akbank’ın HumanX Konferansı’nda duyurduğu “Sorumlu Yapay Zekâ Manifestosu”, bankacılık hizmetlerinde yapay zekânın etik ve sorumlu bir şekilde kullanılmasını hedefleyen altı temel ilkeye dayanıyor:

  • Toplumsal Fayda ve Sürdürülebilirlik: Teknolojinin ekonomik, toplumsal ve çevresel değer yaratması.
  • Kapsayıcılık: Yapay zekâ algoritmalarının adil ve erişilebilir olması.
  • Şeffaflık: Uygulamaların açık ve anlaşılır bir şekilde sunulması.
  • Hesap Verebilirlik: Süreçlerin denetlenebilir ve güvenilir olması.
  • Dayanıklılık: Sistemlerin operasyonel sağlamlık ve güvenlik standartlarına uygunluğu.
  • Veri Gizliliği: Müşteri mahremiyetinin en üst düzeyde korunması.

Bu ilkeler, Akbank’ın yapay zekâyı yalnızca verimlilik ve inovasyon için değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk bilinciyle kullandığını kanıtlıyor. Konferans katılımcıları, manifestoyu finans sektöründe uluslararası çapta örnek bir çerçeve olarak değerlendirdi.

Akbank’tan Küresel Standartlarda Bir Adım

Akbank, manifestoyla birlikte yapay zekâ uygulamalarını müşterilerine güven veren, şeffaf ve kapsayıcı bir şekilde sunma taahhüdünü yineledi. Banka, dijitalleşme ve inovasyonun gücünü, geleceğin finans ekosistemini şekillendirmek için kullanırken, sürdürülebilir finansal çözümler geliştirme konusundaki kararlılığını da ortaya koydu. HumanX’te paylaşılan bu vizyon, Akbank’ın küresel standartlarda liderlik hedefini bir kez daha gözler önüne serdi.

Uzun Vadeli Bir Taahhüt

Akbank, “Sorumlu Yapay Zekâ Manifestosu”nu bir başlangıç olarak görüyor ve bu alandaki çalışmalarını sürekli geliştirmeyi planlıyor. Banka, yapay zekânın hızla değişen dinamiklerine ayak uydurarak hem yenilikçi hizmetler sunmayı hem de etik değerlerden ödün vermemeyi hedefliyor. Bu yaklaşım, Akbank’ı bankacılık sektöründe sadece bir hizmet sağlayıcı değil, aynı zamanda bir yol gösterici haline getiriyor.

Akbank’ın “Sorumlu Yapay Zekâ Manifestosu” hakkında daha fazla bilgi için: https://www.akbankinvestorrelations.com/tr/kurumsal-Yonetim/detay/Yapay-zekâ-manifestosu/749/2242/0

-Reklam-

Zurich Türkiye’nin Yeni İletişim Ajansı desiBel Oldu

Dünya sigorta devi Zurich Sigorta Grubu, Türkiye’deki iletişim çalışmalarını güçlendirmek için desiBel Ajans ile iş birliğine imza attı. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle 200’den fazla ülke ve bölgede faaliyet gösteren Zurich Türkiye, yeni dönemde iletişim stratejilerini desiBel’in deneyimli ekibine emanet etti. Marcom Türkiye olarak, bu önemli gelişmeyi sektör paydaşlarımızla paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz.
desiBel’den Zurich Türkiye’ye Kapsamlı Destek

desiBel Ajans, Zurich Sigorta Grubu Türkiye’ye stratejik iletişim danışmanlığı, lider iletişimi, itibar yönetimi, medya ilişkileri ve kriz iletişimi gibi geniş bir yelpazede hizmet sunacak. Zurich Türkiye’nin yerel pazardaki hedeflerini destekleyecek bu iş birliği, markanın hem kurumsal duruşunu güçlendirmeyi hem de sektörel liderliğini daha etkin bir şekilde duyurmayı amaçlıyor.

Zurich Türkiye ve desiBel’in Ortak Vizyonu

Zurich Sigorta Grubu, globaldeki köklü mirasını Türkiye pazarında yenilikçi çözümlerle birleştirirken, iletişimde de güçlü bir partnerle ilerlemeyi tercih etti. 2013 yılından bu yana sektörde faaliyet gösteren desiBel Ajans, deneyimli kadrosuyla Zurich Türkiye’nin ihtiyaçlarına özel çözümler üretecek. Ajansın portföyünde Ak Yatırım, Atasay, Aydem Enerji, B/S/H, Evyap, Huawei, LC Waikiki, Memorial, Mondelēz International Türkiye, Nurol GYO, Pluxee Türkiye, Riot Games, Sanofi, Teknosa, Thermomix, Togg, Turkcell ve Vakıf Katılım gibi birbirinden değerli markalar bulunuyor.

-Reklam-